Dijitalleşen müzik sektöründe, trendlerin gölgesinde bir o yana bir bu yana savrulan pop müziğin içinden sıyrılıp, pırıl pırıl parlayan bir şarkıyla çıkageldi Simge. Simge Sağın Röportaj
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Şarkının sözlerinde imzası bulunan Sezen Aksu “Bitti mi şimdi umut yok mu? Aşksız mı dünya?” diye sorsa da Sevmek Zamanı, kalbimizin bir köşesinde sakladığımız duyguları, umutları yeniden yeşertti.
Aşkların bile sanal yaşandığı bir dönemde gerçek bir şeyler hissetmek isteyenler, sözümüz size, Sevmek Zamanı sizi sürgünden firar etmeye çağırıyor.
Şarkının dinleyende uyandırdığı duyguların yanında, yorumuyla kendinden emin, ne yaptığı bilen bir Simge var karşımızda. Türk pop müziğinin güçlü yorumcularına ayrılan kulvarda yoluna emin adımlarla devam ediyor.
İleride Simge’nin kariyerindeki dönüm noktalarından biri olarak anılacağına inandığımız bu zamansız şarkının hikayesini kendisinden dinledik.
Özgür Aras’a teşekkürlerimizle…
Sezen Aksu, Ersay Üner ve Ozan Bayraşa bir araya gelmenizi ve 90’lar tadındaki ‘Sevmek Yüzünden’ şarkı nasıl ortaya çıktı bu şarkının serüvenini anlatır mısın?
‘4 yıldır bekleyen bir şarkıydı. ‘Ben Bazen’ albümünde kullanacaktık ancak çok fazla şarkı olduğu için çıkarmıştık. 4 yıl boyunca ‘Sevmek yüzünden’ demlenmiş oldu. O sırada sözleri yoktu Sezen Hanım sözlerini yazdı. Ozan ve Ersay’la şarkı tamamlandı.
Bundan 1-2 ay önce de Genco Arı’ya gittim ‘Bu şarkıyı bir tek sen yapabilirsin’ dedim. O da dinledi ve çok heyecanlandı. 1-1.5 aylık stüdyo sürecinden sonra işte dinleyicinin karşısında Ersay’ın da sesi var bu şarkıda. Çok heyecanlandıran ve uzun zamandır duymadıkları bir şarkı.
Bizi çok eskiye götürecek. 90’lardaki şarkılara götürüyor insanı. Üzerinde çok çalışılmış bir iş. Pandemi nedeniyle daha fazla beklemek istemedim. Çünkü bundan sonra bambaşka şarkılar daha yapacağım. Bu şarkı ile merhaba dedikten sonra devamı gelsin dedim. Çünkü çok uzun bir ara verdim. Ama ‘Sevmek yüzünden’ beni tekrardan hayata geri döndürdü.
Yorumculuğunuzu öne çıkaran bir şarkı olmuş. Bu kadar hissederek söylemenizin sırrı nedir?
Sezen Hanım, şarkının bestesi bittikten iki yıl sonra bir gece sürpriz bir telefonla sözleri yazdığını haber verdi. O kadar heyecanlandık ki… Koşarak stüdyoya gittik.
Sözleri ilk duyduğumda nutkum tutuldu. “Niye tepkisizsin?” diye sorduğunda “Çok heyecanlandığımda böyle kalırım” diye yanıt verdim. “O zaman bir şeyler yap, beğendiğini belli et, bir takla falan at” dedi. Ben de Sezen Aksu’nun önünde takla attım. “Aaa bu gerçekten deliymiş” dedi.
Şarkıyı neden bugüne kadar beklettiniz?
Sevmek Zamanı dört yıl boyuncu durdu ve demlendi. Şu an hissettiğim şey, “Bu şarkı bizi geçmişe götürecek.” O 90’lı yıllardaki A’sı, B’si farklı sözleri olan, özel çalışılmış, heyecanlanarak dinlediğimiz şarkılar gibi hissettiriyor bana.
90’ların 2021 versiyonu dediniz şarkıya…
‘Bütün dinleyenler öyle hissediyor. Çünkü şuan günümüzde çıkan şarkılarla bu şarkımızı alakası yok. Ben hep iyi şarkı yapma tarafındayım.
Çıksın hemen 1 günde milyonlar dinlesin düşüncelerim olmadığı için yapılan işime kıymet vererek inanarak yapıyorum. Birkaç kez dinlendikten sonra anlaşılan demlenerek insanların hayatında yer edineceğini düşündüğüm kolektif bir çalışma.
Kariyerinizin dönüm noktalarından biri diyebilir miyiz?
Son üç aydır sadece bu şarkıyı düşünmeye başladım. Hep hislerimle yola çıktığım için, yine kalbimin sesini dinledim ve şarkıyı düzenlemesi için Genco’ya (Arı) gittim. Şarkının bütün karakteristik özelliklerinin karşılığını ondan alacağımı biliyordum.
O da severek yaptı. Dinleyicim daha organik bir sound duyacak. Ve bundan sonra yapacaklarımın da habercisi gibi bu şarkı.
Kariyerinizde Sezen Aksu’nun etkisi ne oldu?
‘Yıllar önce üniversite 1. sınıfta okurken kendisi ile tanışmıştım. Ve kuliste ellerimi tutarak seninle bir gün yollarımız kesişecek demişti. Hatta çocuklar gibi o gün ellerimi yıkamamıştım. O dönem şarkı söylemiyordum. Bana söylediği cümleden o kadar çok etkilendim ki: O cümlenin peşini bırakmayarak şarkı okumaya başladım.
Ve o cümle bir gün gerçekleşti. Hayatımdaki izleri ve yarattığı etki ‘Yankı’ şarkısında ve ‘Miş Miş’ ‘te diyerek minicik dokunuşu ile bile acayip güzelleştirdi hayatımı. Onun başka bir ruhu var. Aslında hayatta en çok hayalini kurup da başıma geldi.
Yankı ve Sevmek Yüzünden ve Öpücem şarkılarımla bana hem başarı hem de huzuru hem özgüven kattı bana. Ayakkabılarını konserlerimde giyiyorum mesela. Harbiye konserine onun ayakkabılarını giyerek çıkmıştım. Ve giydiğimde her konserim efsane geçiyor.
Acayip bir kadın Sezen Aksu ve çok şanslı hissediyorum kendimi. Böyle bir dönemde onunla müzik yapıyor olmak hem de ondan besleniyor olmak inanılmaz şans. Onun öğrencisi olmak onun şarkıları ile büyümek bana ayrı bir gurur katıyor. Hepimizin üzerinde tadı tuzu var. Dinlediğiniz şarkılarda hep Sezen ruhu var.
Sevmek Zamanı gibi sözlere sahip şarkılara günümüzde rastlamak zorlaştı…
Çok güzel müzikler yapan müzisyenler var. Ama sözlerde bir düşüş, sıkıntı, bir anlatım bozukluğu var. 90’larda dinlediğimiz şarkılarda sözlere tutulurduk. Şimdi ise ritimlere ve müziğin sound’una tutuluyor insanlar.
Dinlediğim şarkılardan hiçbir söz aklımda kalmıyor. Bu yeni dönemin bir algılama şekli olabilir. Ama ben sözlerin anlaşılmasını, anlattığı hikayenin bende bir yer etmesini, kalbimi vurmasını istiyorum.
Şarkılar artık çok kolay tüketilmiyor mu?
Günümüzde tüketim çok hızlı. İki hafta önce çıkmış bir şarkıyı dinlerken ben de sıkılabiliyorum. İnsanların üzerinde “Bir şey yapmam lazım, yoksa listede adım olmayacak” stresi var. Bu çok ürkütücü bir durum.
Acele ediyorlar, koşturuyorlar. 90’larda bir albüme iki yıl emek harcanıyordu, ama o albüm de beş yıl dinleniyordu. Şimdi bir haftada şarkı bitirip klip bile çekiyorlar. Bravo, yapsınlar, hiçbir itirazım yok. Ama çıkan işin arkasında dinleyici de uzun süre durmuyor.
Ben böyle çalışmıyorum. İyi bir şeyi yakalayana kadar beklemek, durmak taraftarıyım. Şarkım hemen patlasın, diyerek yola çıkmıyorum.
Son yılların en başarılı isimleri arasındasın. Bu sizde nasıl bir sorumluluk yaratıyor?
‘Bu başarılar sırasında çalışırken anlamamıştım. Sadece ben yaptığım her şeye çok inanarak yaparım. İnanmadığım şeylerde de tam aksini gördüm. Bana ‘Yankı’ tutmaz dediler ‘Miş Miş’ten sonra ve Yankı patlaması bende özgüven yarattı. Ama korku da yarattı.
Bunun üzerine ne gelecek endişesi oluşuyor insanda. Bir şarkı yapıyorsunuz iyi bir ekiple şanslıydınız ama bundan sonra ne yapacaksınız baskısı oluşuyor. Ve hep yeni bir şey yapmak hep aynı heyecan stres yükleniyor omuzlarına. Aynı başarıyı yakalayamadığım zamanlarda olabilir.
Kendimi tekrar etmek adına farklı şarkılar yapmaya çalışıyorum. Ne yapmak istediğimi biliyorum. Bu şarkı benim için en büyük aydınlanmasını yaşadım. Bu şarkı için o kadar çok ağladım ki: inşallah dinlenildikçe sonuçlarından dolayı çok gülerim. Çünkü olmasını istemeyen çok insan var.
Tırnaklarınla kazıyarak geldiğini söylemiştiniz. Başarılarınızın ardından kıskançlıklarda artar… Bu mu? sizi üzen…
‘Hayır hiç korkmuyorum. Benimle ilgili o duygu varsa insanlar tarafından bu benim tam aksine hoşuma gider. Beni kıskanılmak cezbeder. Kıskanmaları için değil yaptığım şey güzel olsun ve onlarda çok güzel oldu deyip onu yapmaya çalışsınlar isterim.
Ekin’i dinliyorum paylaşıyorum çok beğeniyorum. Umutlarım yeşeriyor onu dinleyince. Güzel şeye güzel demek lazım. Ama ben Ekin’i kıskanmıyorum. Bu farklı bir psikoloji insan kendinden emin olunca. Kendini büyük gösterme seni büyük söylesinler asıl mesele budur.
Benim zaten kemik bir kitlem var. Beni herkes beni dinlesin diye bir durumum yok. Kanıtlama kısmını geçtim ancak oldum diyemem.
Yurtdışına açılmayı düşünüyor musunuz?
‘Yurtdışına açılmayı hiç düşünmüyorum. Aleyna’nın çok güzel bir yolculuk yapabileceğini düşünüyorum. İyi yönetilirse.
Türk Sanat Müziği bölümünü halen eğitimini alıyorsunuz. Arabesk veya TSM albüm gelir mi ?
‘Okuduğum bölüm olduğu için albüm yapmak istiyorum. Bu dönemde kimse TSM söylemiyor. Ve bu bizim kültürümüz. Arabeske bayılıyorum. Özümde zaten var.
Bayılıyorum Orhan Gencebay ve Müslüm Gürses şarkılarına. Caz ve arabesk dinleyerek büyüdüm. Babam müzisyen olduğu için her müziği dinledim. Kesinlikle bir albüm yapacağım. Ben sanat müziği şarkıları da yapabiliyorum. Okuldaki hocalarım da bana çok destek oluyorlar.
Aşkı da buldunuz?
‘Ben aşkı pandemide buldum. Pandemi başlamadan 1 ay önce Aytaç’la tanıştım. Bir şeyi gizlemeyi sevmiyorum. İlişkim var. Çok tatlı bir insan. Çok güzel bir dostluk var. Aytaç benim oyun arkadaşım.
Evde çok güzel vakit geçiriyorum yanında saçmalamayabiliyorum. Her türlü ruh halimi kabul edebilen hiç bir niye bunu böyle yaptın yapmadın demeyen. Beni yargılamayan, eleştirmeyen bir erkek arkadaşım.
Nasıl zaman geçiriyorsunuz?
Şu sıralar fizik tedavim yüzünden aksadı ama birlikte spor, meditasyon yapıyoruz. Dizi izliyoruz, kutu oyunları oynuyoruz. Bu aralar Bitcoin’e sardık.
Zor bir kişilik misin?
‘Zor biri değilim. Çok eğlenceliyim. Önceden ilişiklerimde güven duygum sarsılmıştı. Belki Aytaç değiştirdi bu durumu. Aldatılmıştım ve bu hep başıma gelecek korkusu vardı. Sevgilimi en yakın arkadaşım elimden aldı ve bu bende güven sorunu yaşattı.
Aldatılmak kötü bir şey ancak tanıdığın bir insanın bunu yapması daha acı veriyor insana. Uzun zaman kimseye güvenmedim. Ta ki Aytaç o defterin karanlık sayfasını kapatana kadar. Hayatıma ilk defa ona karşı ne kıskançlığım ne güvensizliğim oldu.
O güvensizliği değiştirebilen birileri olabiliyormuş hayatta. Herkes aynı değilmiş. Herkes aynı davranacakmış gibi sanıyor insan ama öyle olmuyor.