Sheida Kozmetik CEO’su Nurettin USTAOĞLU ile cilt bakımı, kozmetik, güzellik ve Sheida Kozmetik’in bir dünya markası olma yolunda yaptığı çalışmalar üzerine bilgilendirici ve güzel bir röportaj gerçekleştirdik… Sheida Kozmetik Nurettin Ustaoğlu röportaj
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Röportaj: Banu Çelik
Sheida Kozmetik ülkemizde oldukça bilinen bir marka. İlk kez duyacak okuyucularımız için öncelikle Sheida markasını tanıyabilir miyiz?
Bu yıl 25. Kuruluş yılımızı kutluyoruz. Hiçbir zaman kısa vadeli düşünen bir marka olmadık. İlk günden bu yana tüketicimizin beklentilerini en pratik şekilde ve en uyguna sunmak için çok çalıştık. İlkemiz bu, hedefimiz dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerlemek.
Ürün portföyünüzün oldukça geniş olduğunu görüyorum. Yanlış bilmiyorsam ilk olarak sürme ile başlamışsınız kozmetik üretimine ve daha sonra bakım ürünleri ile devam etmiş…
Evet, ilk ürünümüz KOHL POWDER (Sürme) çünkü biz birilerini takip etmiyoruz. Kendimize has ürünler geliştiriyoruz. Sürme ilk makyaj malzemesi olmasına rağmen hiçbir zaman bir kozmetik ürünü olarak üretilmedi.
Bunu ilk biz yapmak istedik ve hala tek yapan firmayız. Sürmenin göz sağlığının korunmasına birçok faydası var. Halihazırda 35’ten fazla ülkede satışı devam ediyor.
Daha sonra Cilt Bakım Ürünleri geliştirmek ve üretmek için 2010 yılında EGE ÜNİVERSİTESİ yerleşkesinde AR-GE merkezimizi kurduk. Bu merkezde öncelikle bu coğrafyada yetişen bitkileri tarayarak, bu coğrafyada yaşayan insanların cilt bakımları için gerekli ürünleri geliştirmeye başladık.
Bu yolda bize destek veren EGE ÜNİVERSİTESİ, TÜBİTAK ve sevgili hocalarımıza desteği ile çok çeşitli projeler yürüttük ve yürütmeye devam ediyoruz.
Birçok marka ürünlerini cilt tipi ve yaş aralıklı olarak üretip satışa sunuyor. Sizce özellikle cilt bakımı kişiye özel olabilir mi? Sheida markasının bu konuda ne tür çalışmaları var?
Evet, olması gereken bu ve biz bunu yapıyoruz. Cilt tipi ve yaş aralıklarına göre cilt bakımı esastır ama biz kişisel bakım diyorsak kişiye özel olmalı.
Değişik iklimde yaşayan insanların cilt yapıları ve gereksinimleri de farklılıklar arz eder. Bu sebeple bir bölge için üretilen cilt bakım ürünleri farklı iklimlerde aynı faydayı sağlamaz.
Size küçük bir örnek vermek istiyorum; Soğuk iklimde yaşayanlar daha çok kırışarak yaşlanıyor. Bu sebeple soğuk ülkelerde üretilen ürünler daha çok kırışıklık merkezinde geliştiriliyor. Ama bizim gibi ılıman ve sıcak iklimde yaşayanlar sarkarak yaşlanıyor ve daha çok nem ve suya ihtiyacımız oluyor.
Bu sebeple kişisel bakım kişiye göre olamıyorsa en azından bölgeye, iklime göre geliştirilmeli. Biz bunu yapıyoruz. Ürünlerimizi markamızı ihraç ettiğimiz tüm ülkelere, o bölge insanının cilt yapısına göre uyarlıyoruz.
Cilt bakımı, makyaj, vücut bakımı, saç bakımı başlıkları altında onlarca ürün görüyoruz. Biraz detaylı bilgi almamız mümkün mü?
Amacımız tüketicimizin ihtiyaç duyduğu tüm kişisel bakım ürünlerini, ihtiyaçları doğrultusunda en uyguna sunabilecek ürünleri geliştirmek ve sunmaktır.
Bu başlıklar altında birçok ürünümüz mevcut. Ama üzerinde çalıştığımız ve portföyümüze ilave etmek istediğimiz daha çok çalışmalarımız var.
Halihazırda cilt bakımı için her yaş ve her cilt tipine özel, bu coğrafyada yaşayan insanların cilt yapısına uygun, ihtiyaçlarını göz önüne alarak hazırladığımız genç ciltler için HYDRATİNG Nemlendirme serisi, orta yaş ve üstü için kırışıklık açıcı ve yaşlanma karşıtı ENDLESS YOUT serisi.
Orta yaş ve üstü daha çok elastikiyetini kaybetmiş, sarkmalara karşı toparlayıcı ve yaşlanma karşıtı MINERAL ULTIMATE LIFTING Serisi. Lekeli Ciltler için SNOW WAITE leke giderici seri , vücut bakım için tasarlanmış AKTIVE CARE serisi.
Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için ECRAN SOLERE serisi. Yıpranmış, dökülmeye yüz tutmuş saçların bakımı ve canlandırma için AKTIVCE SHINE saç bakım serisi ürünlerimiz mevcut.
Elbette bakımı yaparken güzelliği unutmadık. Yaptığımız bakımı destekleyici kolay ve cilde zararsız ürünlerden oluşan makyaj serimiz mevcut.
Özellikle portakal kabuğundan faydalanarak ürettiğiniz Natural Beauty serisinde oldukça iddialı olduğunuzu biliyorum. Bize biraz bu ürünlerden bahseder misiniz?
Elbette, Logomuzda Naturel Beauty kullanıyoruz. Bunu nasıl yaptığımızı web sitemizdeki Naturel Beauty bloğunda anlatıyoruz ve sertifikalarımız ile ispatlıyoruz.
Daha önce de bahsettiğim gibi biz AR-GE merkezimizde bu coğrafyada yetişen bitkileri tarıyoruz ve Bio Teknolojik metotlarla çeşitli aktif maddeler üretiyoruz ve ürünlerimizde formulize ediyoruz.
Bahsettiğiniz portakal kabuğundan elde ettiğimiz NOBİLETİN molekülü bir 10507 TÜBİTAK projesidir ve üzerinde 5 yıllık bir çalışmadan sonra cildimizde sonradan oluşan lekelerin giderilmesi için ürettiğimiz SNOW WHITE leke krem serisinde aktif molekül olarak kullanılmıştır.
Etkinliği rakiplerine göre dört kat daha fazla olan bu molekülün kozmetikte kullanımı bizim patentimizdedir. Bu proje Türkiye’de ilk TÜBİTAK destekli, başarı ile biten ve ürüne dönüşen projedir.
Başarı ile biten bir başka TÜBİTAK 10505 Üniversite Sanayı İş Birliği Projesi ile gerçekleştirdiğimiz EGE ÜNİVERSİTESİ ve KIZILAY ile ortaklaşa yürüttüğümüz ve KIZILAY’ın Afyonkarahisar’dan çıkan “Maden Suyunun Cilt Bakım Ürünlerinde Kullanımı” başlıklı projeden bahsetmeden geçemeyeceğim.
Bu üründe magnezyum ve minerallerden çok zengin olan maden suyunu cilt bakım kremlerinde formulize ettik. Bu proje ile geliştirdiğimiz MINERAL ULTİMAYE AN-TI AGE VE LIFTING krem serisi, yerli ve milli olarak geliştirilen, içinde kullandığımız BİO TEKNOLOJİK aktif maddeleri kendi bünyemizde ürettiğimiz, tam da bu coğrafyada yaşayan insanların cildinin ihtiyacı olan yaşlanma karşıtı ve lifting krem serisini oluşturdu.
Bu proje Türkiye’de ilk kozmetikte Üniversite Sanayi İş Birliği projesidir. Başarıyla yürütülmüş ve ürüne dönüşerek tüketiciye sunulmuş bir proje ürünüdür.
Ürünleriniz Türkiye haricinde Avrupa ülkerlerinde de satışa sunuluyor. Ürün içeriklerinde bölge ve coğrafyanın önemine inanıyor musunuz?
Evet, SHEIDA markası altında ürettiğimiz kişisel bakım ürünleri Avrupa ve Ortadoğu başta olmak üzere birçok ülkede satışa sunulmuş ve tüketicinin beğenisini kazanmıştır.
Avrupa’nın giderek artan maliyetleri ve dünyada yaşanan ekonomik problemlerden ötürü biz çok rekabetçi fiyatlar sunabiliyoruz. Bitki örtüsü olarak çok zengin bir coğrafyada yaşıyoruz ve birçok endemik bitki türü mevcut. BİO TEKNOLOJİK metotlarla birçok aktif madde üretiyoruz. Bu yönde çok rekabetçiyiz ve bitkisel kozmetikte dünyada marka olabiliriz.
Ar-Ge çalışmalarına çok önem verdiğinizi biliyorum, bize biraz süreçten bahseder misiniz?
Hedefimiz dünya markası olabilmek. Marka olabilmek için tüketicinin beklentileri ile ayırt edici özellikteki ürünü bir araya getirebilmeli ve kolay ulaşılabilir olmasını sağlamalısınız.
Bunu da ancak AR-GE ile gerçekleştirebilirsiniz. Çünkü bir yandan tüketicinin beklentilerini karşılayacak ürünleri geliştirmek ve tüketicinin satın alma gücüyle kolayca ulaşabilmesini sağlamak için işin özüne inmek, işe bitkiden ham maddeden başlamak gerekiyor.
Bu sebeple biz önce AR-GE merkezimizi kurduk sonra geliştirdiğimiz ürünleri üretebilmek için GMP şartlarında üretim yapabilen fabrikamızı kurduk. Önceliğimiz her zaman AR-GE oldu ve ciromuzun büyük bir payını bu bölüme ayırdık.
Üniversitelerin ilgili hocalarıyla çalışarak AR-GE departmanımızı beslemeye devam ediyoruz. Patentli doğal aktifleri elde etmemizin sırrı burada yapılan takım çalışmasından geçiyor.
Son olarak cilt bakım ürünleri konusunda marka olarak bilinen pek çok ülke var. Sheida Türkiye’yi bir kozmetik markası yapma yolundadır diyebilir miyiz?
Evet, SHEIDA öncelikle bir dünya markası olma yolunda çok çalışıyor ve bu yolda hızla ilerliyor. Türkiye’nin son yıllarda önemi artan Naturel Kozmetikte, ülke olarak marka olma şansı var ve bunu yapabiliriz.
Çünkü çok geniş bir bitki örtümüz var. TÜBİTAK yenilikçiliğe destek veriyor. Ülke olarak üretime ihtiyacımız var ve devletimiz bunu destekliyor.
Ülke olarak marka olabilmemiz için bizim gibi birçok firmaya ihtiyacımız var. Biz bu yola girdik ve birlikte yürüyebileceğimiz kopyacılığa değil bilime değer veren yol arkadaşlarına ihtiyacımız var.