Meme kanseri geçiren kadınların hamile kalmalarının daha zor olduğu biliniyor. Meme kanseri hamile kalmaya engel mi?
Amerika Birleşik Devletleri’nin San Antonio şehrinde her yıl yapılan meme kanseri sempozyumunda sunulan çalışmaya göre genel popülasyona kıyasla meme kanseri hastalarının hamile kalma ihtimalinin yüzde 60 daha az olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, meme kanserini atlatan ve hamile kalmak isteyen kadınlarla ilgili önemli bilgiler paylaştı.
Meme kanseri tedavisinden sonra hamile kalan kadınların erken doğum riskinin de yüksek olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, bu kadınların sezaryene ihtiyaç duyma ihtimallerinin de daha yüksek olduğunun altını çiziyor ve ekliyor:
“Yine de bu kadınların çoğu sağlıklı bebekler doğuruyorlar ama genel popülasyona göre bu çocuklar daha düşük doğum ağırlığında oluyorlar. Özellikle meme kanseri tedavisi için kemoterapi alan hastalarda bu durum daha da belirgindir” dedi.
Hamile kalmayı düşünen meme kanseri hastalarına bilgilendirme yapılmalı
Meme kanseri hastalarının sonradan hamile kalmış olmalarının onların meme kanserinin seyrini etkilemez. Bu bulgular yakın zamanda yapılan San Antonio meme kanseri sempozyumunda İtalyan araştırmacıların gözlemi ile bir kere daha teyit edilmiş oldu.
Onun için meme kanseri tanısı konulan genç hastaların eğer hamile kalma istekleri de varsa, onkolojik fertilite konusunda kemoterapi tedavisine başlamadan önce destek almaları, hastalara da bu konuda bilgilendirme yapılması uygun olur.
Meme kanserini atlatan kadınların prematüre doğum yapma ihtimali daha yüksek
Bu konuda yapılmış 39 ayrı çalışmanın sempozyumda topluca gözden geçirildi. Meme kanseri olan 8 milyondan fazla kadın içinde 114 bin tanesinde meme kanseri ve hamileliğe bağlı bilgiler vardı. Bu 114 binin üzerindeki kadından 7 bin 500’den fazlası tanıdan sonra hamile kalmıştı.
Genel popülasyona kıyasla meme kanseri hastalarının hamile kalma ihtimalinin yüzde 60 daha az olduğu gözlendi. Sonuç olarak bu hastaların hamileliklerine daha yakından bakıldığında spontan düşük ihtimalinin daha yüksek olmadığı görüldü ancak genel popülasyona göre sezaryen ihtimali yüzde 14 daha yüksekti.
Yeni doğan bebeğin vücut ağırlığının düşük olma ihtimali yüzde 50, prematüre doğum ihtimali de yüzde 45 artmıştı. Hamilelik yaşına göre bebeğin daha küçük olma ihtimali de yüzde 16 artmıştı. Ancak herhangi bir doğumsal anomali riskinde artış gözlenmedi. Hamileliğe ait komplikasyonlarda ve kanamada da bir artış genel popülasyona kıyasla gözlenmedi.”
Annelerin sağ kalımına ilişkin bilgilerin de gözden geçirildiği zaman hamileliğin hastalıksız sağ kalıma yüzde 27 oranında katkısı olabileceğine dair bir ön gözlemin de olduğunun altını çizen Turhal “Yine genel sağ kalımda da yüzde 44 oranında bir olumlu artış görüldü.
Her ne kadar bu genel sağ kalım ve hastalıksız sağ kalımdaki artışlar daha geniş doğrulama analizlerine ihtiyaç duyuruyor olsa da buradaki bilgilerin genç yaşta meme kanseri olup da anne olmayı düşünen bireyler için kıymetli olduğu kanaatindeyim” dedi.