Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz, “Benim girişimcilik yolculuğumda seçtiğim istikamet, kişisel ilgi alanım ve yeteneklerim doğrultusunda şekillendi. Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Henüz genç bir girişimciyken başladığım bu işe dair hayallere, büyük hedeflere sahiptim. İşe başladığım ilk gün bile bu işin o küçücük dükkanda kalmayacağını aslında biliyordum.
Geldiğim noktada bir başarıdan söz ediyorsak bunu, kendimle ve ilgi alanlarımla ilgili öz farkındalığım, çevremden bu ilgilimi besleyecek bilgiyi alma hevesim ve ne istediğimi bilerek yola çıkma kararlılığım şeklinde özetleyebilirim” diyerek başarılarındaki sırrını samimiyetle SHE okurlarıyla paylaştı.
Keyifli ve kadınlara öncü olacak nitelikteki söyleşimiz sizlerle…
Röportaj: Hüma Kaya
Küçük bir butikte başlayan serüveninizin uluslar arası bir marka haline gelme hikâyesini bizlere anlatır mısınız?
1988 yılının yazında Kuzguncuk’ta bir ara sokakta küçük bir dükkanla başladık. Ben bir okulda rehber öğretmendim. Haziran ayında açtığımız mağazamız eğer başarılı olursa ben mağazaya devam edecektim, olmazsa Eylül’de öğretmenliğe geri dönecektim.
Küçük bir yatırımla bu işi denemek istedik. Bu ilk mağaza kısa sürede başarı gösterdi ve ben yoluma Koton’la devam etmeye karar verdim.
1993’te toptan satışa, bir yıl sonra da üretime başladık. 1996’da ilk yurtdışı açılımımızı yaptık. Bu gelişmelerin hepsi markamız için çok önemli dönüm noktalarıydı. Avrupa’da 7 ülkede kendi markamızla satış yaptık. Avrupa’ya her sezon koleksiyon hazırladık, bu bizim için çok önemli bir deneyimdi, moda gözümüzü geliştirdi.
2000 yılında Koton markasıyla 10 mağazamız vardı. 2000’li yılların başında Türkiye’de birçok yeni marka sektöre girmeye çalışıyordu. Bütün markalar birbiriyle benzer şeyler yapıyordu.
Farklılaşmak için ne yapmak gerektiğini yine müşterilerimize sorduk. Yaptırdığımız araştırmalarda üç sonuç çıktı; müşteriler bol çeşit, ferah mağaza ortamı ve uygun fiyat talep ediyorlardı.
Müşterimiz ne istiyorsa ona eğilmeliyiz dedik. Bu araştırmadan sonra tasarım departmanına yatırımımızı artırdık, mağazalarımızı daha ferah ve büyük hale getirdik, fiyat politikalarımızı gözden geçirdik. Dünyadaki gelişmeleri ve eğilimleri hep yakından takip ettik.
Eylül 2015’te koton.com’u açtık. Hem Koton.com altyapı yatırımlarımız hem de pazar yerlerinin etkisiyle online satışta kısa sürede ciddi bir büyüme gerçekleşti .
Ayrıca bu süreçte, Kotonun uluslar arası büyümesinde önemli adımlar atıldı. Kuzey Afrika’da, Balkanlar’da, Uzakdoğu’da ve Batı Avrupa’da mağazalarımızı açtık.
32 yıl boyunca ilk günkü tutkumuzla çalışarak Koton’u Türkiye’nin gurur duyduğu global bir marka haline getirmek için çalıştık. Bugün 10.100 Koton’lu ile 27 ülkede, binden fazla satış noktasında 470 mağazamızla dünyaya moda ihraç eden bir markayız.
Sizce sizi diğer kadın girişimcilerden ayıran ve başarıya götüren sırrınız ne?
Ne mutlu ki ülkemizde farklı alanlarda pek çok başarılı kadın girişimci var. Bazıları benim de dostlarım, arkadaşlarım, tanımaktan mutlu olduğum kadınlar. Kadınların girişip de inançla ve kararlılıkla sürdürdüğü bir işte başarısız olma ihtimalini çok küçük görüyorum.
Benim girişimcilik yolculuğumda seçtiğim istikamet, kişisel ilgi alanım ve yeteneklerim doğrultusunda şekillendi. Henüz genç bir girişimciyken başladığım bu işe dair hayallere, büyük hedeflere sahiptim.
İşe başladığım ilk gün bile bu işin o küçücük dükkanda kalmayacağını aslında biliyordum. Geldiğim noktada bir başarıdan söz ediyorsak bunu, kendimle ve ilgi alanlarımla ilgili öz farkındalığım, çevremden bu ilgilimi besleyecek bilgiyi alma hevesim ve ne istediğimi bilerek yola çıkma kararlılığım şeklinde özetleyebilirim.
O heves ve kararlılık hiç bitmeyen bir motivasyon benim için. Hala da daha büyük hayallere ve hedeflere ulaşmak için çaba gösteriyorum.
Liderlik vasıflarının ve girişimci ruhun da zamanla güçlenmekle beraber, kişilerin karakterlerinin bir parçası olduğuna inanıyorum.
Son dönemlerde kadın girişimcileri destekleyen pek çok projeye rastlıyoruz, bu da kadın girişimcilere cesaret veriyor. Bu konuda sizin yorum ve tavsiyeleriniz ne?
Bugün girişimcilik bir kültür ve son yıllarda yükselen bir ekonomik değer. Bu konu ülkelerin, hükumetlerin ekonomi programları içinde yer alan, üniversiteler, STK’lar, çeşitli fonlarla desteklenen bir model.
Girişimcilerin neye ihtiyacını olduğunu, onları hangi alanlarda desteklemek gerektiğini biliyoruz, buna uygun eğitim ve finans programları, fonlar oluşturuluyor. Kadın girişimcilerin karşı karşıya kaldığı en önemli problem finansal okuryazarlığın düşük olması.
Bütçe yönetiminde etkin finansal kararlar alma olarak tanımlanan finansal okuryazarlık; hem çalışma hayatında hem de kendi hayatında kadının daha doğru yön alması için gerekli bir donanım. Kadın girişimcilerin bu anlamda gelişime yatırım yapmalarını şiddetle öneriyorum.
Bir diğer önemli başlık dijitalleşme. Kadın girişimcilerin finansal okuryazarlık gibi bu alanda da güçlenmeleri gerekiyor.
Bir diğer konu markalaşma. Kadınlar girişimci oluyor, üretime giriyor fakat ürünü müşteriyle buluşturmada sorunlar yaşayabiliyor. Girişimcilik üzerine verilen eğitimlerin önemli bir ayağı da markalaşma ve pazarlama.
Bu alana eğilmelerini özellikle tavsiye ediyorum.
Markanızın kuruluş aşamasından şimdiye dek süreci eşinizle paylaşıyorsunuz. İki farklı cinsiyet ve meslek grubundan olmanız ne gibi bakış açısı farklılıkları getiriyor?
Yılmaz, rakamlar ve finansal konularda çok güçlüdür. Asker kökenli olmasının da etkisiyle daha keskin hatları olan bir iş yaklaşımı var. Ben analitik düşünmenin yanında yaratıcı düşünce, duygusal zeka, empati yeteneği gibi konularda daha güçlü olduğumu söyleyebilirim. Bunlar birbirini tamamlayan, besleyen özellikler.
Girişimcilik tutkusu, risk alma cesareti ve hedeften kopmamak gibi çok önemli ortak yönlerimiz var. Zaman zaman fikir ayrılıkları olsa da biz kişilik özelliklerimizin farkında olarak, güçlü yönlerimiz konusunda birbirimize güvenerek bugüne kadar ortak noktada buluşabildik.
Koton markasını bize nasıl özetlersiniz? Sizce markanın öne çıkan tarzı ne?
Koton modern, kapsayıcı ve cinsiyetsiz bir marka. Ruhu hep genç ve dinamik. Dünyayı ve yenilikleri takip eden, modayı iyi bilen, modaya yön veren bir marka.
Trendleri algılama, müşteri beklentilerini karşılama konusunda yetkin, yetenekli ve sorumluluk sahibi. Dünyamızın gidişatını kendine dert edinen ve çözüm için inisiyatif alan, sürdürülebilir bir marka. İnsanlara, çevreye, doğaya, hayvanlara, tüm canlılara ve yaşama saygılı, iyiliği ve paylaşımı öncelikleri arasında tutan, duyarlı bir kurumsal vatandaş Koton.
Binlerce çalışanıyla, yılda 345 milyon ziyaretçisiyle büyük bir etki alanına sahip bir marka olmanın bilinciyle, toplumsal sorumluluklarını yerine getirme gayretiyle çalışıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi, Koton’un en çok önem verdiği inisiyatif alanı ve bu alandaki çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor.
Pandemi sürecinin tekstil sektörü üzerindeki etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Pandemi tüm dünyada iş ve yaşam alışkanlıklarını değiştiren bir etki yarattı. Sağlık öncelikli olmak üzere, yaşamla ilgili her şeyi yeniden değerlendirdiğimiz bir dönemeç oldu.
Kuşkusuz, değişen yaşam tarzı, pek çok diğer alışkanlık gibi giyim tercihlerine de yansıdı. Sektörümüzün de bu büyük değişimden etkilenmemesi olası değil. Sürdürülebilirlik tüm dünyanın öncelikleri arasına girdi ve sürdürülebilir moda anlayışı yükselişe geçti.
Her sektörde pandemiyle birlikte bu konuda önemli dönüşüm adımları atılmaya başlandı. Tekstil ve hazır giyim de sürdürülebilirlik adımlarını hızlandıran sektörlerden biri. Dünyamıza dost materyal ve teknolojiler üretimde daha fazla kullanılmaya başlandı.
Bizim de Koton’da Yaşama Saygı manifestomuzda ifade ettiğimiz gibi, dünyamıza saygı ilkemiz ile işimizi sürdürülebilir teknolojilerle büyütme hedefimiz var. Yaşama Saygı koleksiyonumuzda hem geçtiğimiz sonbahar kış koleksiyonunda hem de bu sene ilkbahar yaz sezonunda dünyamıza dost hammadde ve teknolojileri kullandık.
Su meselesi bizim için çok önemli, bu konuya dikkat çekmek için yeni sürdürülebilirlik koleksiyonumuza da ‘Suya Saygı’ adını verdik. Serbest dalış rekortmeni, milli sporcu Şahika Ercümen sürdürülebilirlik çalışmalarımızın yüzü oldu. Tüm koleksiyonumuzu çevre dostu teknolojilerle ve doğa dostu materyallerle hazırladık…
Biz Koton’da daha az su ve kimyasal gereksinimi duyan, toprağın daha verimli işlenmesiyle üretilen BCI pamuğunu kullanıyoruz. Türkiye’de BCI’a üye ilk marka olmaktan gurur duyuyoruz. Bunun yanı sıra organik pamuk, organik keten, organik kenevir, tencel gibi doğa dostu hammadde seçenekleri de endüstrimizde öne çıkmaya başladı.
Koton olarak önümüzdeki dönemde de sadece estetik çekiciliğin sınırlarını zorlamakla kalmayıp, gezegenimiz için de fark yaratan malzemeler arayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz.