Kolajen, vücudun bütünlüğünü sağlayan, kemik ve kas dokusunun dayanıklılığını arttıran ve cilde esneklik kazandıran proteindir. İnsan vücudunda en fazla bulunan protein kolajendir. Kolajen seçimlerinde nelere dikkat edilmeli?
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
İlerleyen yaş, stres, hareketsizlik, sigara ve alkol kullanımı, hatta hava kirliliği bile kolajenin azalmasına neden olan etkenlerdir.
20 yaşından sonra depodan her yıl yaklaşık %1 ini kaybeden kolajenin, 40’lı yaşlara gelindiğinde oldukça azaldığı gözlemlenmiştir. Kolajenin azalmasıyla ciltte sarkmalar, kemik ve eklem ağrıları, yoğun saç dökülmeleri gözlemlenir. Bu sebeple kolajen tüketimi, sadece cilt sarkmaları için değil, tüm vücut sistemimiz için önemlidir.
Kendimiz için en doğru kolajeni nasıl seçeriz? Doğru seçim için öncelikle kolajen tiplerini ve eksikliği halinde yaşanan sorunları bilmeliyiz.
Kolajen tipleri nelerdir?
Vücudumuzda en sık görülen kolajen tip 1, tip 2, tip 3, tip 4 ve tip 10 dur.
Kolajen Tip 1: Vücutta en fazla bulunan kolajendir. Organlarda, ciltte, kas ve eklemlerde bulunur. Eklem ve kemikleri korur, cildin elastikiyetini sağlar ve buna bağlı olarak cilt yaralarını da hızla iyileştirir.
Kolajen Tip 2: Hücresel değildir, kıkırdak matrisi tarafından üretilir. Halk arasında kıkırdak içi sıvı kaybı olarak bilinen eklem rahatsızlıklarının sebebi, vücuttaki tip 2 kolajenin azalmasıyla meydana gelir.
Kolajen Tip 3: Kalp ve damarlar ile kan dokusunun oluşumunda oldukça büyük role sahiptir. Damarlara elastikiyet verirken, kasları da güçlendirir. Tip 1 kolajen kadar olmasa da damarlarda oluşturduğu etki sayesinde ciltteki elastikiyete de fayda sağlar.
Kolajen Tip 4: Cildin sıvı filtrasyonu aşamasında rol oynayan kolajendir. Sıvı filtrasyonu, içinden sadece sıvıların geçebileceği, katıların sıvılardan ayrıştırıldığı fiziksel ve biyolojik işlemdir. Bu sebeple deri altındaki yağ ve organları çevreleyen zarın oluşumunda oldukça etkilidir.
Kolajen Tip 10: Yeni kemik oluşumunda ve eklem kıkırdaklarının gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Sürekli yaşanan eklem ağrılarının sebebi vücudunuzdaki kolajen tip 10’un azalması olabilir. Ayrıca eklem kırıklarınızın iyileşme sürecinde de etkilidir.
Doğru Kolajeni nasıl seçeriz?
Kolajen türlerine bağlı olarak ihtiyaç duyduğunuz kolajen tipini seçebilirsiniz. 12 hafta boyunca günde 1 gr alınan kolajenin cilt kuruluğunda %76 oranda iyileşme, çizgilerde de %12 oranında azalma gözlemlenmiştir.
Yine 12 haftalık düzenli kullanım sonrası cildin ihtiyacı olan kolajenin %6 oranında arttığı tespit edilmiştir.
Cildin %70 i tip 1 ve tip 3 kolajenden oluşmaktadır. Buna bağlı olarak cildiniz, saçlarınız ve tırnaklarınız için kullanacağınız kolajen takviyesi tip1 ve tip 3 içermelidir.
Hatta yoğunlukla tip 1’i tercih edebilirsiniz. Ayrıca kolajen içerikli cilt bakım ürünleriyle de cildinizdeki ektiyi artırarak, cildinizin onarım süresini hızlandırıp, daha genç bir görünüme sahip olabilirsiniz.
En Etkili Kolajen İçerikli Nemlendirici Önerilerimiz
Kolajen içeren ürün seçimi nasıl yapılmalı?
Kolajenlerin içeriği balık, sığır ve tavuktan oluşur. Ancak balıktan elde edilen kolajen daha küçük moleküler bir boyutta olduğu için emilimi sığır ve tavuğa göre daha hızlıdır. Bu sebeple balık kaynaklı kolajenler daha çok önerilir.
Kolajen takviyeleri tablet, toz, sıvı, kapsül ve hatta ülkemizde çok yaygın olmasa da sakız olarak bulunabilir. Dışarıdan alınan kolajenler öncelikle sindirim sisteminde parçalanır ve ardından kana karışarak etkisini gösterir.
Bu sebeple kolajen seçimlerinizin sıvı ve ya toz formda olması öncelikli tercihiniz olmalıdır. Ayrıca takviye olarak alınan kolajen bileşeninin desteklenmesi için, bakır, çinko ve c vitamini ile kullanılması önerilir.
Kolajen Takviyesi Önerilermiz
Kolajen kullanmadan önce bir uzmana danışın.
Özellikle hamileler, emziren anneler, diyabet hastaları, deniz ürünlerine, sığır ve tavuk etine alerjisi olanlar için kolajenin yan etkileri olabilir. Bu sebeple özellikle bu gruba giren kişilerin doktora danışmadan kolajen takviyesi kullanmamaları gerekir.
Kolajen takviyeleri sürekli değil, belirli periyotlarda düzenli olarak kullanılmalıdır. Ayrıca Sadece takviye kullanarak ürünlerden mucizevi sonuçlar beklenmemelidir. İşe öncelikle yaşam tarzınızı ve beslenme şekillerinizi düzenleyerek, mevcut kolajeni korumakla başlamalısınız. Ancak bu şekilde takviyelerden maksimum etkiyi alabilirsiniz.
