Son yıllarda sponsorların desteğinin artması ile ülkemizde hem sporcuların motivasyonu hem de voleybola olan ilgi arttı. Hande Baladın Röportaj
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Bu da ligdeki takımların olduğu kadar Milli Takımımızın başarılarına da doğru oranda yansıdı. Milli Voleybolcu Hande Baladın ile voleybol, başarı, cesaret, olimpiyatlar ve daha birçok konu üzerine samimi bir röportaj yaptık…
Röportaj: Banu Çelik
Hande Baladın ismini Türkiye’de bilmeyen olduğunu sanmıyorum ama yine de öncelikle sizi biraz tanıyarak başlayabilir miyiz?
Kendimi sporu seven ve sevdiği işi elinden gelen en iyi şekilde yapmaya çalışan bir voleybolcu olarak tanımlayabilirim. 11 yıldır Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün oyuncusuyum. Voleybol dışında ilgilendiğim konular elbette var ama hayatımın çoğunluğunu voleybol oluşturuyor.
Voleybol ve kadın deyince, hatta spor ve kadın deyince neler söylemek istersiniz? Sizce Türkiye’de kadınların yaptığı spor dallarına yeterince önem veriliyor mu?
Aslında Türkiye’de benim için spor ve kadın deyince ilk aklıma gelen şey cesaret. Spora siz de biliyorsunuz ki çok genç yaşlarda başlamak ve istikrarlı bir biçimde devam etmek, edebilmek gerekiyor. Bu noktada maalesef birçok genç kızımız kendilerine güvenlerini çeşitli çevresel faktörlerden dolayı kaybedebiliyorlar.
Cesaret benim için vazgeçmemektir. Başarı iniş ve çıkışları barındıran oldukça zorlu bir süreç. Ben de bu yolda çok fazla ter ve bazen de gözyaşı döktüm. Sporda kazanmak da var, kaybetmek de var. Ancak, kaybettikten sonra tekrar mücadele etmeyi ve tekrar düşmeyi göze alabilmeyi “cesaret” etmeme borçluyum.
Orkid’in de milli takımımıza ‘’Cesaret Sponsoru’’ olması kişisel olarak benim çok hoşuma gitti. Bu alanda minik sporcularımıza da çok şey anlatıyor, onlara dokunmak istiyor.
Yeri gelmişken her branştan minik sporcularımıza hatta özellikle voleybol oynayan genç kızlarımıza seslenmek istiyorum. Vazgeçmeyin! Her sporcu maç veya sayı kaybedebilir, ama her zaman şampiyonluk için mücadeleye devam etmeliyiz. Gün geçtikçe voleybola artan destek ile milli takımlarımızın gösterdiği başarılara bir yenisini eklemek için daha çok çalışın. Adanmışlığın ve azmin önünde hiçbir şey duramaz.
Sizce Türkiye’de kadınların yaptığı spor dallarına yeterince önem veriliyor mu?
Voleybol branşı alınan başarılarla son zamanlarda daha ön plana çıktı. Özellikle milli takım maçlarında 80 milyon tek yürek olabilmek en büyük gücümüz. İnanın sahada bu enerjiyi hissederek mücadele etmek bize çok güç veriyor.
Ligimiz için konuşmak gerekirse sporcuların gözünden şunu söyleyebilirim ki; markaların desteğini görmek hem bizleri motive ediyor hem de voleybola olan ilgiyi arttırıyor. Kulüplerin hareket alanlarını kolaylaştırıyor. Bu hem ligimizin hem de Milli Takımımızın başarılarına doğru oranda yansıyor.
Ligimizin değerinin artması, kaliteli yabancı oyuncuların Türkiye’yi seçmesi, en elit antrenörlerin ligimizde takım çalıştırması çok değerli noktalar. Bu noktaları mümkün kılan en önemli unsurlardan biri de pek tabii ki sponsorlar. Bu gelişmeler ile voleybola karşı olan farkındalık artıyor ve ligimiz gün geçtikçe daha fazla kişi tarafından takip ediliyor.
Konu markalara gelmişken, yakın zamanda Orkid markasının reklam yüzü oldunuz ve sizi ekranlarda keyifle izledik. Nasıl bir çalışma ortamı oldu, Orkid markası sizin için ne ifade ediyor?
Aslında benim daha önce de milli takımda desteğini hissettiğim bir markaydı. Bu yıl desteklerini daha güçlü hissediyorum diyebilirim çünkü ailem olan, alt yapısından yetiştiğim değerli Eczacıbaşı Spor Kulübü’ne de sponsor oldular. Kulübüm adına da kendilerine bizimle oldukları için teşekkür ediyorum.
Hem Milli Takımımız ’da hem de kulübümde yaşadığım hatıralarda Orkid’in desteğini görmek beni mutlu ediyor. O yüzden çekimler de çok keyifli geçti, içinde bulunmaktan çok memnun olduğum bir çalışma oldu. Ekranda filmi ilk izlediğimde de bir an geçmişe gittim ve duygulandım. Umarım olimpiyatlardan sonra da başarılarımıza bir yenisini ekler, takımca yeni bir ‘’başarı hikâyesi filmi’’ ile karşınızda oluruz.
Şu an Eczacıbaşı takımında oynuyorsunuz ve bildiğim kadarıyla da voleybola Eczacıbaşı takımında başlamıştınız. Bu serüveni bize anlatabilir misiniz?
Eczacıbaşı, 1966’dan beri voleybolun öncüsü olan bir kulüp. Kurulduğu günden bu yana birçok başarısının yanı sıra kız çocukları için çalışmalarını sürdürüyor. Altyapıya verdikleri destekle ülkemizin gelecek vadeden çocuklarına sporu ve eğitimi ulaştırıyor.
Buraya çok küçük yaşta geldim. Sadece 1 yıllık bir kısa dönem ayrıldım, benim yuvam hep burasıydı. Geldiğim zamandan bu zamana kadar yaşadığımız aile ortamı hiç değişmedi. Bu da beraberinde başarıları getirdi. Burada olmaktan mutluyum, umarım Orkid’in desteğiyle birlikte daha güzel başarılara imza atarız.
Tarihte sizi etkileyen veya örnek aldığınız bir sporcu var mı?
Cristiano Ronaldo. Bence herkesin örnek alması gereken, tarihte birçok ilke imza atmış bir sporcu. Aynı zamanda herkese ilham kaynağı olan ve hedefleri doğrultusunda pes etmeden çalışan bir futbolcu.
Duygusal biri misiniz? Örneğin iyi oynamadığınızı düşündüğünüz veya kaybettiğiniz bir maçtan sonra duygusal tepkiler verdiğiniz olur mu?
Duygusal bir insan olduğumu söyleyebilirim ancak bu sadece olumsuz durumlarda değil pozitif olaylarda da ortaya çıkabiliyor. En duygusal anım olarak Tokyo Olimpiyatları’na katılma hakkı kazandığımız maçtan sonra yaşadığım andı.
Her sporcu gibi hep kazanmak istiyoruz ama istemek maalesef yeterli olmuyor. Hedef koymak önemlidir, ancak gerçekleşmesine destek olacak bir aile olduğunuzu bilmek daha önemlidir. Kazananlar hiç hata yapmayanlar değil, asla vazgeçmeyenlerdir.
Bu noktada aslında Orkid’in “Cesaret Sponsoru’’ olarak duruşu ayrı bir önem kazanıyor. Denemekten korkmuyor, düştüğümüzde bizi ayağa kaldıracak takım arkadaşlarımız, sponsorlarımız ve büyük bir Türk halkının olduğunu biliyoruz. Bu destek için tekrar teşekkür etmek istiyorum çünkü bu bizim en büyük itici gücümüz.
Eczacıbaşı haricinde milli takımda da oynuyorsunuz, Kaç yaşında milli takımda oynamaya başladınız? Sizi bu spora başlatan ve motive eden biri var mıydı?
13 yaşımdan beri Milli Takımlarda oynuyorum. Küçük takımla yola çıkmıştım, şimdi ise A Milli Takımla mücadele ediyorum. Voleybola kendi isteğimle başladım ama ailemin destekleriyle motive oldum.
Unutamadığınız bir maç var mı?
Unutmadığım birçok maç var. Yakın tarihten söylemek gerekirse Polonya ile yaptığımız Olimpiyat Elemeleri Yarı Final maçı diyebilirim. Hem benim hem de takımımız için unutulmaz bir andı.
Bildiğiniz gibi tüm dünya 1 yılı aşkın süredir pandemi ile bir sınav veriyor. 2020’de Tokyo’da yapılacak olan Olimpiyatlar da pandemi nedeniyle 2021 Temmuz ayına ertelendi. Siz bu süreci nasıl geçirdiniz?
Herkes gibi zorlu bir süreç geçirdik. Yoğun bir tempoda çalışırken bir anda kendimizi evde bulmak bizim için zor oldu. Pandeminin başında bir sakatlık geçirdiğim için antrenmanlarıma devam ettim.
Daha sonrasında yaz ayını kulübümle birlikte verimli bir şekilde geçirdiğimi düşünüyorum. Uzun süre maç yapmadığımız için, sezon başı tempoya alışmak biraz zamanımızı aldı. Ama şu anda konsantre bir şekilde ve iyi bir disiplinle çalışmalarımıza devam ediyoruz.
2013 Gençler Avrupa Şampiyonasında “En İyi Blok Yapan Oyuncu”, 2017 Yılında FIVB U 23 Dünya Şampiyonasında “En Değerli Oyuncu” ve “En İyi Smaçör” seçilmiştiniz. Olimpiyatlarda da sizden yeni başarılar bekleyebilir miyiz?
Öncelikle, bu ülkenin kadınlarını Olimpiyatta temsil edeceğimiz için çok büyük bir sorumluluk duyuyoruz. Bu yazı büyük bir heyecan ile bekliyorduk ancak küresel pandemi nedeniyle bildiğiniz gibi olimpiyatlar 1 yıl ertelendi. Öncelikle sağlıklı bir şekilde turnuvaya gitmek ve sağlıklı bir şekilde turnuvayı tamamlamak istiyoruz.
Milli formayı her giydiğimizde arkamızda bizi destekleyen büyük bir kitle olduğunu her zaman hissediyoruz. Olimpiyatlar bir sporcu için belirlenen en yüksek hedeftir, benim için de öyle.
Şu an bu hedefin ilk halkasına ulaşmış bulunuyoruz ancak ‘Filenin Sultanları’ olarak gruptan çıkmak, gidebileceğimiz son noktaya kadar gitmek ve herkese bir kez daha Türk kadınının gücünü hatırlatmak istiyoruz.
