Müzikten Gelen Şifalanma

Müziğin hayatındaki yerini, müziği gönlünün baş tacı olarak konumlandırdığını içtenlikle ifade eden ve müzikle şifanın önemini vurgulayan; Müzisyen, Müzik Öğretmeni, Müzikle Şifalanma Eğitmeni, Yılın En İyi Müzik Öğretmeni seçilen Altın Melek Ödülü sahibi Barbaros İzzettin GENİŞ ile müziğe dair her şeyi konuştuk. Barbaros İzzettin Geniş Müzik Öğretmeni

She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.

Instagram Hesabımız

Buyurun sohbetimize!

Röportaj: Melek Şenol

Barbaros İzzettin Geniş She and Girls Dergisi Kapak

Röportajımıza, sizi okurlarımıza tanıtarak başlayabilir miyiz?

Annem ve babamın; “Her yılbaşında kutladığımız doğum günümün, yılbaşı geldiğinde doğumun ve varlığın bizlere sunulan en değerli hediyendir. ” sözleriyle, 1 Ocak tarihinde Ankara’da doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Ankara’da tamamladım. Özellikle 8 yaşımdan beri müzikle uğraşmaktayım. 8 yaşımda, ilkokuldaki müzik öğretmenimden piyano eğitimi aldım.

Piyanoda hep Türk Sanat Müziği eserleri çaldığım için hocam aileme, Türk Sanat Müziği ile bağlantılı bir müzik aleti çalmamı önerdi. 12 yaşımda ud ile tanıştım ve eğitimini almaya başladım. 16 yaşımda, TRT Ankara Radyosu Gençlik Korosu Türk Sanat Müziği Bölümünü kazanarak bu güzide kurumumuzdan, birbirinden çok değerli hocalarımdan 4 yıl süreyle dersler aldım.

Hayalim ve isteğim olan Konservatuvarda okuyabilmek için üç yıl boyunca çabaladım. Konservatuvarı kazanamayınca, bir şekilde lisans eğitimimi tamamlamak adına, Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünü kazandım ve buradan mezun oldum. Lisans eğitimimi bitirir bitirmez, bir an önce askerliğimi yapmak istedim. Malatya Bölge Bando Komutanlığında, 6 ay kısa dönem askerlik yaptım ve takdirname alarak terhis oldum.

Askerlik dönüşümde, noterliklerde çalışmaya başladım fakat hayalim olan Konservatuvar eğitimimi ve öğretmenlik mesleğini yapamayışım, adeta beni derinden üzüyordu. Lise çağımda, özellikle beni fazlasıyla etkileyen felsefe hocamı örnek alarak Anadolu Üniversitesi Felsefe Bölümünde okudum ve mezun oldum. Ardından, Kastamonu Üniversitesinden Pedagojik Formasyon belgemi alarak, özel okullarda, koşulların da uygun olmasıyla, müzik öğretmenliğine başladım. Ara ara müzik ve felsefe derslerini bir arada yürüttüğüm zamanlar da oldu.

Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinde Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında yüksek lisansımı tamamladım. Hayalim ve isteğim olan Konservatuvar içimde kalan bir ukdeydi. Telefonuma gelen bir tanıtım mesajıyla, Haliç Üniversitesi Konservatuvarının yüksek lisans sınavlarına girdim ve kazandım.

Çok istediğim hayalime yıllar sonra kavuşmuştum. 22.06.2023 tarihinde Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Türk Musikisi alanında Yüksek Lisansımı tamamladım. Bu dönem içerisinde, 3 yıl boyunca da Laden Baygın Akademisinden; temel, orta, ileri ve uzmanlık seviyesinde Karma ve Kehanet; Medikal, Sağlık, Finans ve Sinastri alanlarında Astroloji eğitimleri aldım.

Astroloji ve müzik ile özellikle “makamların şifa yönünü” değerlendirerek çalışmalar yapmaktayım. Halen özel bir okulda Müzik Öğretmenliği görevini sürdürmekteyim. Astroloji ile ilgili özellikle üniversiteye hazırlanan gençlerin doğru yönlendirilmesi durumu başta olmak üzere, danışmanlıklar da yapmaktayım.

Konservatuvar mezunları öğretmen olabilir mi?

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı özel ve devlet okullarında konservatuvar mezunları müzik öğretmeni olabiliyor.

Sizce müzik ve çocuk ilişkisi nasıl olmalı?

Müzik ve çocuk ilişkisi hep iç içe olmalıdır. Anne karnından başlayarak üniversitenin hangi bölümleri olursa olsun mutlaka müzik eğitimi verilmelidir. Hatta müzik eğitimi insan ömrünün sonuna kadar da devam etmelidir.
Hamilelikte annenin müzik dinlemesi, salgılanacak endorfin hormonu sayesinde mutlu ve huzurlu hissedeceği için bebeklere de bu şekilde geçecektir.

Hamilelikte dinlenen müzik özellikle bebeğin duygusal gelişimine katkı sağlayacak, olumlu bir bağ kurulmasına yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra fiziksel ve zihinsel gelişim başta olmak üzere bebeklerin tüm gelişim alanları olumlu etkilenecektir.

Barbaros İzzettin Geniş Müzik Öğretmeni

Özellikle akademik çalışmalar ve araştırmalarda bebeklikten itibaren müzik ile desteklenen çocukların, akademik başarılarının daha yüksek olduğunu, beyin gelişimlerinin daha hızlı ilerlediğini belirtilmektedir. Çocuğun kendini ifade etme becerilerinde, müzik sayesinde daha hızlı bir gelişim gözlendiği saptanmıştır.

Jean Piaget; çocuklarda zeka gelişiminin en aktif olduğu 2-7 ve 7-12 yaş aralığında, müzik eğitimi almanın, karışık sembolleri okuma ve algılama, uzun süreli yoğunlaşma ve dikkat gelişimi, hafızayı kuvvetlendirme gibi özelliklere vurgu yapmıştır.

Yine yapılan bir çalışmada, lise öğrencilerine belli bir süre her gün 10 dakika boyunca Mozart’ın iki piyano için yazdığı sonatı dinletilmiş ve sonuç olarak IQ’larında artış görülmüştür. Tekrar belirtmek gerekirse müzik ve çocuk ilişkisi her zaman iç içe olmalıdır.

Sizin ruhunuzu en çok hangisi besliyor? Eğitmenlik mi? Şifacılık mı?

Aslında her ikisi birbirini tamamlıyor diye belirtmemiş çok daha uygun ve doğru olur. Bunu daha da açacak olursak; Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu, müziğin değerini kavrayarak, şifahaneler açıp müzikle tedavi yöntemini uygulamışlardır.

Burada müzikle beraber eğitmenlik ile şifacılığı da bir arada kullanmışlardır. Edirne’de bulunan II.Bayezid Şifahanesi en çok bilinen yerdir. Müzeye dönüşen bu şifahaneyi okuyucularımızın özellikle ziyaret etmelerini tavsiye ederim.

Sizi sektörde motive eden en önemli faktör nedir?

Birçok durumları sıralayabiliriz ancak öğrencilerim ilk sırada gelir. Şayet bugünlere gelip ilerliyorsak, ilerlemeye devam ediyorsak, ödüller alıyorsak, başarılar sağlıyorsak, farklı projelere ve etkinliklere imzamızı atıyorsak, derslerimizi değişik bir biçimde ve eğlenceli işliyorsak, hatta bu röportajı yapıyorsak, öğrencilerimin motivesi en önemli bir etkendir.

Geleceğe dair planlarınız var mı? Yoksa anı yaşayanlardan mısınız?

Hayal kurarsanız, planı yapmış ve içinde yer almış olursunuz. Bu benim görüşüm. Ne mutlu ki hayalimin arasında olan bu röportajı şu an yapma gururunu yaşıyorum. Böylelikle, planım da gerçekleşmiş oluyor. Anı yaşamak; sevdiklerimizle ve değer verdiklerimizle bambaşka güzel oluyor.

Üzüntülü bir durum olduğunda, kimse o anı yaşamak istemez. Yalnız anı yaşamak hakkında farklı değerlendirme yapacak olursak; planımın bir parçası olan bu röportajı yapıp sevdiklerimin ve değer verdiklerimin okuması, onlarla beraber bu güzel anı yaşamam demektir. Bu düşünce ile hareket edildiğinde çok daha anlamlı olacaktır.

Müzisyen olma hayali kuran ve sizi örnek alan kişilere ne önerirsiniz?

İlk olarak asla hayallerinden vazgeçmesinler ve hayallerini hiçbir zaman ertelemesinler. Özellikle ve önemle belirterek altını çizmek isterim ki hayalleri için çalışmalarını da sonuna kadar sürdürsünler. Çok engellerle karşılaşacaklar bu bir gerçek. Ancak bu engelleri insanlık değerlerini kaybetmeden, her koşulda üstesinden geleceklerine inancım tamdır.

Bu durumu, iki güzel örnekle açıklamak isterim:

Örümcek adamın yaratıcısı Stan Lee, Örümcek Adam hakkındaki bütün harika düşünceleriyle birlikte yayıncının ofisine gider. Düşüncesini anlattığında, duyduğu en kötü fikir tepkisiyle karşılaşır. Yayıncı Stan Lee’ye insanların çoğunluğunun örümceklerden nefret ettiğini, o yüzden bir kahramana örümcek adam diyemeyeceğini, genç bir örümcek adam olamayacağını, gençlerin sadece yardımcı olabileceğini, kişisel sorunlar süper kahramanlarda olamaz düşüncesini iletir.

Stan Lee, ofisten hayal kırıklığıyla birlikte ama daha bilge bir şekilde çıktığını, esprili bir şekilde sözleriyle dile getirir. Hayalinden vazgeçmez. Bir dergide yayınlanmakta olan bir çizgi romanın son serisine gelinmiştir. Stan Lee, bu derginin son kapağına örümcek adamı ekler.

Barbaros İzzettin Geniş Müzik Öğretmeni

Derginin sonuna gelmesine rağmen satışlarda muazzam bir artış olur. Yayıncı, koşarak Stan Lee’ye: “İkimizin de bayıldığı karakter Örümcek Adamı hatırlıyor musun? Onun serisini çıkaralım.” diye öneride bulunur. Stan Lee, şaşkınlığını gizleyemez ve hayali olan insanlara şunu belirtir: “Gerçekten iyi olduğuna inandığınız bir fikriniz, projeniz varsa, başkalarının sizi vazgeçirmesine izin vermeyin.”

Dünyanın çok önemli liderinden deha Atatürk ise: “Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem, o işe neler engel olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdığım zaman iş kendi kendine yürür. “ sözleriyle başarıya vurgu yapmıştır.
Başarılı olan insanların hayat hikayelerini okumalarını, filmlerini izlemelerini tavsiye ediyorum. Bir de bol bol kitap okumayı hiçbir zaman ihmal etmeyelim.

Eğitmenlik ve Astroloji bağlantılı müzik ile şifa çalışmaları yapıyorsunuz. Bahseder misiniz?

Selçuklu Devletinden Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar olan süreçte, müzikle tedavi yöntemi kullanılarak şifa çalışmaları yapılmıştır. O dönem itibariyle gerçekten çığır ötesi bir durum. Bana göre bu dönem itibariyle de çığır ötesi geçerliliğini korumaktadır.

Bu durumu, astroloji ile bağlantılı yani;“ Müzikle Tedavi Olarak Kullanılan Türk Müziği Makamlarının Astroloji ile Bağlantısı Nedir?” konulu yüksek lisansımı yaparken, araştırmalarım ve çalışmalarım olmuştur. Bunun hakkında akademik makalem de vardır. Bu çalışmalarıma devam etmekte ve uygulamaktayım. Duygu durumları ya da psikolojik ile ilgili bir durum olduğunda kişinin astroloji haritasını değerlendirerek müzik ile şifa çalışmaları uygulamaktayım. Ancak bu konuda önemle belirtmek isterim ki her zaman önceliğimiz “Doktor” olmalıdır.

Müzik tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Örnek aldığınız biri ya da birileri var mıdır?

Türk Sanat Müziğini seven ve dinleyen bir ailenin içinde büyüdüm. Bu durum haliyle beni de etkilemiştir. İlkokul 1. sınıftaki müzik öğretmenim keman çalardı. Kendisi ağırlıklı olarak Türk Sanat Müziği eserlerini icra ederdi. Çok etkileyici ve büyüleyiciydi. Yüksek lisansımı da Türk Musikisi üzerine yaptım.

Tüm müzikleri seviyorum. Fakat ağır basan ve tarzım olan Türk Sanat Müziğidir. Zeki Müren ve Ahmet Özhan örnek aldığım sanatçıların başında yer alır. Yıldırım Gürses, İsmet Nedim Saatçi ve Reşat Aysu bestekârlık yönünden örnek aldığım sanatçılardır.

Son olarak eklemek istediğiniz?

İzniniz olursa benim üzerimde emeklerini, desteklerini, özverilerini esirgemeyen, özellikle bana sonuna kadar inanan ve her zaman, her koşulda yanımda olan kişilere teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Hayatım boyunca beni yalnız bırakmayan, aldığım kararları her zaman destekleyen, sadece bu süreçlerde değil, yaşamım boyunca beni cesaretlendiren ve moral veren; annem Nihal GENİŞ’e, babam Ali Rıza GENİŞ’e, eşim Gülcan GENİŞ’e, ailemize yeni katılan ikiz kızlarım Fadime Beste ile Gül Nihal GENİŞ’e, ilk müzik derslerine piyano ile başladığım gerek yönlendirmeleriyle gerekse katkılarıyla ilkokuldaki müzik öğretmenim Sayın Mürüvvet YÜCEL’e, lise eğitimimde her yönüyle örnek aldığım Felsefe hocam Sayın Ülkü ÖZET’e, Türk Sanat Müziği ve Ud eğitimimde temellerimi atan Sayın Ali Osman GÜNGÖR hocama, TRT Gençlik Korosunda bizleri bugünlere getiren;

Doğum Günü Masası Hazırlama Rehberi

Sayın Özgen GÜRBÜZ, Sayın İpek DERELİ, Sayın Feruzan ESMERGÜL, Sayın Tarık KİP ve Sayın Vedat Kaptan YURDAKUL hocalarıma; farklı bakış açısı kazandıran, astroloji eğitimi aldığım Sayın Laden BAYGIN hocama, Yüksek Lisans eğitimime, özellikle kritik anlarımda bana sonuna kadar destek sağlayan danışman hocalarım Sayın Prof. Dr. Murat Salim TOKAÇ, Öğretim Üyesi Sayın Dr. Dilan AKINCI hocalarıma, yine yüksek lisans eğitimimde en derin ve en ince ayrıntıları bizlerden esirgemeyen Sayın Prof. Erol DERAN, Sayın Prof. Mutlu TORUN, Sayın Tolgahan ÜSKÜDARLI, Sayın Ahmet Tekin KUMAŞ, Sayın Emrah KOCAMAN, Sayın Hasan HEKİMOĞLU, Sayın Öğretim Üyesi Dr.Milad SALMANİ, Sayın İhsan ÖZER ve Sayın Vural YILDIRIM hocalarıma; bugün bu satırları yazabiliyorsam, her zaman sahnenin önünde olan tüm öğrencilerime sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı yürekten sunuyorum.

Şayet isimlerini anımsayamadıklarım olduysa, kendilerinden çok özür diliyorum.

Barbaros İzzettin Geniş Müzik Öğretmeni

She and Girls Kış 2023 Sayısı Gençlik Dergisi Girls Hediyesiyle Dergiliklerde

SHE AND GIRLS DERGİ