Aşk gerçekten olmazsa olmaz mı yoksa abartılıyor mu? Sosyal medyayla birlikte aşkın tanımı ve yoğunluğu giderek değişiyor. Aşkın gözü gerçekten kör mü?
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Arkadaşlık uygulaması OkCupid’in kullanıcılarından aşka dair soruları cevapladı. İşte sonuçlar.
Aşkın gözü kör mü?
Aşkın bizi ‘kör’ etmesinin aslında oldukça kimyasal bir açıklaması var. Hormonlar. Birinden etkilendiğimizde salınan serotonin hormonu, o kişinin düşüncelerimizin içinde daha fazla yer tutmasına neden oluyor. Bir adrenalin türü olan norepinefrin kalbimizi hızlandırıp avuçlarımızı terletiyor.
Çiftler ilişkideki sorunlara nasıl yaklaşmalı?
Uykumuzu kaçırıyor. Dopamin ise ayaklarımızı yerden kesiyor. OkCupid’de arkadaş arayanların yüzde 81’i bu duyguyu bir şekilde yaşadığını söylüyor. Ancak bu kullanıcıların sadece yüzde 30’u sadece internetten konuştukları birine aşık olabileceklerini düşünüyorlar.
Erkeklerin yüzde 44’le bu konuya kadınlardan daha umutlu bakıyorlar. Belki de dışarısı daha umutsuz görünüyordur.
Aşk her şeyi affeder mi?
Hormonlar bu kadar işin içindeyken acaba ruh güzelliği de mutlu olmada etkili mi? OkCupid kullanıcılarına göre hayır. ‘Fiziksel aşk hayattaki mutluluk için gerekli mi?’ sorusuna yüzde 85 ‘Evet’ yanıtı vermiş. Anlaşılan ruh eşi mistisizmi internette pek moda değil.
Kullanıcıların yüzde 49’u aşkın abartıldığını düşünürken yüzde 25’’i de küçümsendiğinden yana. Soruları cevaplayanlara göre aşk öyle sonradan olan bir şey değil gibi. Kullanıcıların yüzde 66’sı hoşlanmadıkları birine aşık olamayacağını düşünüyor. Erkekler bu konuda da yüzde 10 daha iyimser.
‘Aşık olmak mı daha kolay yoksa nefret etmek mi?’ sorusuna cevap verenlerse yüzde 66 oranla nefret etmeyi daha kolay bulmuşlar. Acaba aşk Tanrısı Cupid de mi yaz tatiline çıktı bilmiyoruz.
Sosyal medya aşkı önemsizleştirdi mi?
Buraya kadar her şey kötü görünüyor ama soruları cevaplayan OkCupid kullanıcıları her ne kadar fiziksel aşka ve nefrete daha yakın görünseler de ‘Aşk her şeyi fetheder mi?’ sorusuna yüzde 67 oranla ‘Evet’ diyorlar. Üstelik yüzde 63 oranla sosyal medyanın aşk ve ilişkiler konusuna etki ettiğini düşünmüyorlar.
Soruları cevaplayanların yüzde 50’si aşık olmayı seviyor ve akışına bırakıyor. Yüzde 20’si de ‘Hastasıyım ve çok istiyorum’ diye yoksunluğunu çekiyor. Nitekim serotonin hormonu aşkın ilk anlarından itibaren azalmaya başladığı için uzmanlara göre aslında her aşık olan bir süre sonra yoksunluk yaşamaya başlıyor.
Ayrılık da aşka dair mi?
Asıl can alıcı olansa, ‘Gerçek aşkı mı yoksa pek çok keyifli ilişkiyi mi tercih edersin?’ sorusuna verilen yanıtlar. Kullanıcıların yüzde 71’i gerçek aşkı tercih ediyor. Kadınların yüzde 20’si pek çok ilişkiye de ‘tamam’ derken erkeklerde bu oran yüzde 30.
Kadınlar tek bir gerçek aşkı daha çok tercih etseler de aşık olmaktan erkeklere oranla daha çok korkuyorlar. ‘Delicesine aşık olmak korkutucu mu?’ sorusuna erkeklerin yüzde 27’si, kadınlarınsa yüzde 35’i ‘Evet’ yanıtını veriyor. Yani her ne kadar aşk bizi başta büyülese de aynı şekilde korkutmaya da devam ediyor gibi. Siz ne dersiniz?