Fırçadan Piksele: Yapay Zeka Geleneksel Sanata Dokunuyor

Çok yönlü bir ruhun izinde;

Sanatçı bir İç Mimar, hayal gücünün sınırlarını zorlamayı seviyor. Tezhip sanatının asırlık bilgeliğini modern tasarımlarla buluşturuyor. İç mekanlara sadece işlevsellik değil, estetik ruh katıyor. Sabunlarıyla doğanın tatlı ferah esintisini banyolara taşıyor. Sevgi Melek Tiryaki Tezhib Sanatçısı

She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.

Instagram Hesabımız

Çocuk kitabi karakter çizimleriyle çocukların hayal dünyasına katılıyor, Tabak sunumlarını fotoğraflarken bir şölene, Pasta tasarımlarıyla mutlu sonları bir peri masalına dönüştürüyor. Yapay zeka ile el ele, duvar kağıtlarında yepyeni dünyalara kapılar açıyor…

Çok yönlü bir sanatçı, iç mimar ve tasarımcı SEVGİ MELEK VAN DER HORST_TİRYAKİ ile tanışıyoruz.
“Tarzım, eğlenceli ve özgür ruhlu olarak tanımlanabilir. Kurallara çok fazla bağlı kalmamaya Her eserde yeni bir şey denemeye ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Yaptığım her şeyin, insanlara neşe ve ilham vermesini umuyorum. Doğaya olan sevgimi ve güzele olan tutkumu, yeteneğimi, tasarımlarımı, herkesle paylaşmaktan mutlu oluyorum.”

Röportaj: Melek Şenol

Sevgi Melek Tiryaki She and Girls Dergisi Kapak Mayıs 2024

Sizi tanıyabilir miyiz?

21.Mayıs.1971 yılında Ordu’nun Ünye ilçesinde doğdum. Okul hayatımı Ünye’de tamamlayıp, Ordu’da 1,5 yıllık bir İngilizce dil eğitimine katıldım ve çalışma hayatına başladım. 1996 yılında ailemle birlikte İstanbul’a taşındım. Ve Çamlıca’da uluslararası bir şirkette çalışmaya başladım. Eş zamanlı olarak, Tezhip eğitimimi, 1998/2000 yılları arasında, İstanbul’da, Gelenekli sanatlarımızın en prestijli merkezlerinden biri olan, Topkapı Sarayı’nda, Semih Irteş, Mamure Öz, Melek Antel, Serap Bostancı gibi çok kıymetli 6 usta sanatçının kanatları altında aldım. Bu benim için unutulmaz. Bir tecrübe, ancak rüyamda görebileceğim büyük bir şanstı. Allah onlardan razı olsun. Okulumun bittiği 2000 yılında evlenerek Hollanda’ya yerleştim.

Evliyim, bir erkek çocuk annesiyim ve halen Hollanda’da yaşamaktayım… Çeşitli üniversitelerde ve Diyanet Vakfına bağlı kurumlarda kısa süreli dersler verdim. Eserlerim hem Türkiye’de hem de Avrupa’da galerilerde, müzelerde ve kültür merkezlerinde karma ve kişisel sergiler olmak üzere sergilendi. Ayrıca workshoplar ve dersler verdim… Pandeminin hemen sonrasında anne olmam sebebiyle bir suredir Tezhip çalışmalarıma ara verdim. Ancak bir sanatçı olarak bilgimi ve eğitimimi, özellikle Avrupa’da Tezhip sanatını hiç duymamış olan sanatseverlerle paylaşma konusunda tutkum sonsuz çünkü sanatsever denince ülkemizde çoğunlukla maddi anlamda geniş olanaklara sahip olduğu için bir kenarda ya da gösteriş yapabileceği bir duvarda hiçbir şey hissetmeden koleksiyon yapan bir kesim itibar görmekte.

Ne yazıktır ki birçok sanatçı tarafından da onlara yapılan satış reytingleri üzerinden sanatçı olduğuna kanaat getirilen bir kesimin tekeli altına girmiş durumda Tezhib sanatı. O nedenle Avrupa’da yapılan bir sergide ya da workshop çalışmasında doğru soruları soran ve iltifatı layığı ile yapan ve ilk is olarak hangi partiden olduğunuza ya da hangi cemaate mensup olduğunuza bakmayan sade, naif, meraklı gerçek sanatseverler ile kaynaşmak büyük keyif benim için. Türkiye’de gerçek manada bilinçli ve bilgili sanatseverlerin parmakla gösterilecek kadar az olduğunu düşünüyorum. Bunu da talihsizlik olarak görüyorum çünkü yüksek oranda körler sağırlar birbirini ağırlar durumu hakim. Bunun yansımaları toplumsal refah seviyesinde göstergesi ne yazık ki. Dolayısıyla tezhib, kendi ülkemizde belli başlı adresler arasında dolaşıp durmakta ve Arap alıcılara satışıyla da gurur duyulmak zorunda kalınan bir sanat günümüzde. Atatürk’ün bahsettiği tam da bu aslında “sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözüyle.

Dahası halk eğitim kurslarında hobi gibi öğretilen bir resim dairesine dönüştü. Yetenekli olsanız da olmasanız da öğrenebilirsiniz denilip, kurs bitince yeteneksiz mezunların kocasının ya da babasının parasıyla galeri ya da başka bir kurs açtığı, kısaca değerinin altında kaldığı durum nedeniyle tezhip sanatına ve hocalarıma duyduğum sevgi ve muhabbet anısına ve bu sanatın bana kazandırdığı her şeye olan minnet borcumu, Tezhibi tanıtarak ve yeni platformlarda ruhunu katarak değerlendirmeyi seçtim. Çünkü kalbim kırıldı ve vicdanım rahatsız. Tezhib sanatını kendi insanımızın özüne ve ruhuna layık bir şekilde tanımıyor olması beni çok üzüyor. Sanatçı olmaya gerek yok, sanatsever olmayı başarabilseydik, MONA LISA tablosunu yapan sanatçının LEONARDO DA VINCI olduğunu bilmekle gururlandığımız kadar, seyahatnameyi, KARA MEMI’yi ve MATRAKCI NASUH’u da tanısaydık siteme gerek kalır mıydı?

Evet SANAT SANAT İÇİN olabilir, ancak bihaber olduğu için ona itibar etmeyen bir toplumda mahzun değil midir? Dünyanın en iyi galerilerinde sergilenmesi gerekmez mi bizim sanatımızın? Bugünkü yeni eserlerin… İngiliz müzelerinde ve LUVR müzesinde, çalınmış tarihimizin ve eski sayfaların sergileniyor olması yeterince utanç verici iken, günümüzde yapılan eserlerin sadece workshoplar veren devlet sanatçılarının yan tarafta da sergilediği bir sanat durumunda olmasını kabul edemiyorum. KEŞKE BUNU BEN DEĞİŞTİREBİLSEYDİM. Ama dediğim gibi, makbul görülen tarafta değilim. Olanlar da bu durumda. tepki alacağımı biliyorum, ama bir kişiyi uyandırıp bir deniz yıldızı kurtarabilsem ne mutlu.

Sevgi Melek Tiryaki She and Girls Dergisi Röportaj Mayıs 2024

Tezhip sanatı ile nasıl hemhal olmaya başladınız?

Aslında çok genç bir kız olarak heyecanım daha çok yağlı boya üzerine yoğunlaşmış halde iken ve kendim için en doğru eğitim merkezlerini araştırıp sorgularken, tezhip sanatı ile meşgul bir akrabamın beni bu alana yönlendirmesi ve ikna etmesi sonucu ilk adımı atmış oldum. Önce Çamlıca’da bazı kurslarda başladım ancak oradaki sistem ve yöntem beni tatmin etmedi.

Söylemeliyim ki tezhipte klişe teknik ve bireysel taktikler çok iyi gelmiyor öğrenciye. Ya bıktırıyor ya da ürkütüyor. Ben bıkmak istemediğim için oradan ayrıldım ve Topkapı Sarayı’nda, Kültür Bakanlığınca düzenlenen tezhip kursu için özel yetenek sınavı yapılacağını öğrendim ve başvuruda bulundum. Sınavda ne mutlu bana ki başarı gösterdim ve eğitim almaya hak kazandım. İlk tanışmam sanatçı yakınım sebebiyle idi. Sonrasında da Topkapı sarayında Tezhip sanatının dünyasına adım atmam sayesinde gerçek anlamda hemhal olmaya başladım diyebilirim.

Şimdilerde neler yapıyorsunuz?

Pandemi dönemindeki kabuklarımıza çekildiğimiz süreçte ve hemen sonrasında anne olmam sebebiyle bir süredir yüksek alaka gerektiren tezhip çalışmalarıma, daha fazla ilgi isteyen yavrumuz için ara verdim. Ayrıca bu süreçte bakış açımda da değişimler yaşadım. Maalesef ülkemizde ve Avrupa’da gelenekli sanatlarımız aşırı derecede politize olmuş durumda.

Özellikle tezhip sanatı yandaşlığın sembolik sanatı olacak derecede bazı kurum ve kuruluşların tekeline alınmış olması sebebiyle ne yazık ki kendimi bu yakışıksız durumun bir parçası olmaktan uzak tutmak üzere aldığım karar doğrultusunda, farklı alanlara da yönelme şansı yakaladım. Sanattan kopmadan, iç mimarlık okudum ve yakında diplomamı almak için heyecanla bekliyorum. Aynı zamanda yüzyılın icadı olan YAPAY ZEKA konusuna ilgim oluştu ve büyük keyif alarak, hayal dünyamızı daha sınırsız ve bizi dahi şaşırtan harika çalışmalar çıkarabiliyor olmanın keyfini yaşamaktayım.

Sevgi Melek Tiryaki She and Girls Dergisi Röportaj Mayıs 2024

Bu süreçte Hollanda da yöneldiğim eğitimler sırasıyla şöyle;

*İnterior design (İç Mimarlık ve Stil danışmanlığı)
*Children book illustrations with aquarelle

(Sulu boya ile çocuk Kitabı illustrasyon çizimi)
*Food styling, Table Clothing and photographing

(Tabak ve masa tasarımları ve fotoğraflama teknikleri)
*Sugar flowers and cake decorating

(Şeker Hamuru ve Pasta süsleme sanatı)
*DIY flowers and Bride bouquets

(Çiçek kurutma ve Gelin buketi)
*DIY SOAPS

(Ev Yapımı Vegan ve doğal Sabunlar)

Yanı aslında pandemi dönemi benim için bir dönüm noktası oldu diyebilirim. Öğrenmek bende bir hobi olduğu için, çok farklı alanlarda eğitimler aldım. Kendimi geliştirmek asla vazgeçemeyeceğim bir mottodur benim için.

Yapay zeka nedir?

Yapay zekâ (YZ), tıpkı bir insan beyninin yaptığı gibi düşünebilen ve öğrenebilen bilgisayar sistemleridir. Karmaşık problemleri çözebilir, yeni bilgiler edinebilir ve hatta kendi kararlarını verebilirler. Bütün bilgileri ve meslek gruplarını tek bünyede toplamış bir ansiklopedi, aklın içindeki fikirleri hayata geçiren bir asistan, köşeye sıkıştığında sanatçıyı dürten, ekran içinde gizli bir robottur.

Sevgi Melek Tiryaki She and Girls Dergisi Röportaj Mayıs 2024

Yapay zekanın kullanım alanları nelerdir?

Projeler üretirken, fikirlerimi yorumlarken, yaratıcılığımı zorlamak istediğimde ve animasyona dönüştürmek istediğimde, yapay zekâ, benim aklımdan geçenleri en iyi anlayan ve yorumlayan bir iş arkadaşımdır. Yapay Zekâ,’ sanatçının yeni yardımcısı mı yoksa rakibi mi’ sorusu gündemde. Ben Sanatla bağlantısı üzerinden bu sorunuzu yanıtlamak isterim. Sanatçılar için yapay zekâ, yepyeni bir araç kutusu gibidir. Resim yapmak, müzik bestelemek ve hatta hikâye yazmak gibi konularda bize yardımcı olabilir. YZ, ilham bulmamıza, yeni fikirler keşfetmemize ve eserlerimizi daha da geliştirmemize olanak tanır.

Sanatçılar için avantajlarını düşündünüz mü hiç?

Mesela; Yaratıcılığı tetikleyerek, beklenmedik bağlantılar kurmamıza ve aklımıza bile gelmeyecek fikirler üretmemize yardımcı olur. Tekrarlayan görevleri otomatikleştirerek bize daha fazla zaman kazandırır. Yeni ve daha geniş kitlelere ulaşmamızı sağlar, eserlerimizi de daha geniş kitlelere ulaştırmak için kullanılabilir. Elbette her yeni teknolojide olduğu gibi YZ’ de de endişeler var. Bazı insanlar YZ’nin sanatçıların yerini alacağından korkuyor. Fakat bence YZ sanatçıların elinden sanatı almaz, aksine yeni sanat formları ve ifade biçimleri yaratmamıza yardımcı olur. Yeter ki doğru kullanılsın. Enteresan bir faydası daha var ki tartışılmaz mesela. Oda şudur;

Engelli sanatçılara yardımcı olabilir yapay zekâ ve engelli sanatçıların da sanat üretmesine ve kendilerini ifade etmesine olanak tanır. Bence müthiş bir kazanımdır. Çünkü YZ da sanat gibi bir iletişim aracıdır, iletişim dilidir. Sanatı daha erişilebilir hale getirebilir YZ, sanatı daha geniş kitlelere ulaştırarak daha fazla insanın sanattan keyif almasını sağlayabilir. Yeni sanat formları yaratabilir YZ, insan beyninin tek başına hayal edemeyeceği yeni sanat formları ve ifade biçimleri yaratmamıza yardımcı olabilir. Bir sanatçı olarak yapay zekayı, tıpkı yeni bir fırça veya boya türü gibi yeni bir araç olarak görüyorum.

İlham almak, yeni fikirler keşfetmek ve eserlerimi geliştirmek için kullanabileceğim bir kaynak. Elbette, yapay zekanın beraberinde getirdiği bazı endişeler de var. Bazıları sanatın ruhunu yitireceğinden veya sanatçıların yerini makinelerin alacağından korkuyor. Ancak bence yapay zekâ, sanatçıların yerini almak yerine, onların potansiyellerini daha da geliştirmek için kullanılabilecek bir araç. Unutmayalım ki, sanat her zaman insan duygularını ve deneyimlerini ifade etme biçimi olmuştur. Sanatın ruhu vardır ve ona ruhu katan ise sanatçıdır. Sanat ve sanatçı bir bütündür.

Tek başına sanat diye bir şeyin varlığından söz edemeyiz. Yapay zeka da insanın icadıdır ve insan tarafından dizayn edilmiştir. Yapay zekâ ne kadar gelişirse gelişsin, sanatın temelinde yatan bu duyguları taklit edemez. Yapay zekâ ile ilgili endişeleri olanlara ise şunu söylemek isterim: Yapay zekâ, bir alet gibidir. Her alet gibi, iyi veya kötü amaçlar için kullanılabilir. Önemli olan, bu aleti sorumlu bir şekilde kullanmayı öğrenmemizdir. Yapay zekanın sanatı yok edeceğine değil, aksine yeni ve heyecan verici sanat biçimlerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunacağına inanıyorum. Gelecekte sanatın nasıl gelişeceğini görmek için sabırsızlanıyorum!

Sevgi Melek Tiryaki She and Girls Dergisi Röportaj Mayıs 2024

Çiçekler insanları nasıl etkiler?

Romantik duygular yaşatır, içinize su serper, midenizde kelebekler uçuşturur, gülümsetir, hayal kurdudur, dokunma ve koklama isteği doğurur, konuşturur kendisiyle, gözleriniz onu arar, onun renklerini ve değişimlerini görmek ister. Onu saklamak istersiniz, ölümsüzleştirmek…koklamaya doyamazsınız, kucaklamak gelir içinizden kırılmayacağını bilseniz ama yine de ona sarılma ihtiyacınıza engel olamazsınız…

Tanıdık geldi mi? Aşk ve sevgiyi anlattım değil mi?

Âşık olunca da böyle hissedersiniz…

Anne baba olunca da evladınıza böyle duygular beslersiniz.

Demek ki çiçekler mutluluk hormonunu aktive eder ve aşk etkisi yapar. Araştırmalar, çiçeklerin stresi azalttığını, mutluluk ve neşe duygularını artırdığını, yaratıcılığı ve üretkenliği teşvik ettiğini göstermiştir.
Bu da sanatçıların neden bu denli çiçek ağırlıklı çalıştıklarını açıklıyor sanırım ve insanların evlerine neden en çok çiçek içeren tablolar astığını açıklıyor.

Sevgi Melek Tiryaki She and Girls Dergisi Röportaj Mayıs 2024

Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Tarzım eğlenceli ve özgür ruhlu olarak tanımlanabilir. Kurallara bağlı kalmamayı ve yaratıcılığımı özgürce ifade etmeyi seviyorum. Her eserde yeni bir şey denemeye ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Sanatımın insanlara neşe ve ilham vermesini umuyorum. Doğaya olan sevgimi ve güzele olan tutkumu tüm dünyayla paylaşmak istiyorum.

En çok keyif aldığınız projeler nelerdir?

Lübnanlı bir hanımefendi ile hazırladığımız, kadının, hayatın tüm evrelerinde yer alışını ve kadını güçlü kılan yaratıcının özelliklerini bünyesinde barındırdığını gösteren, TANRIÇALAR Konulu projemi çalışmaktan büyük keyif aldım. Hollanda Diyanet Vakfı’nın toplantı ve resepsiyon salonunun duvarı için hazırladığım duvar panosu ilk denememdi ve büyük keyif almıştım.

Tüm tüylerini özel ve ince çalıştığım muhteşem bir tavus kuşu tablomu Hintli bir ciftin düğününde sergilemek istedikleri için çok severek çalışmıştım. UNICEF’in Mevlâna yılını ilan ettiği dönemde, Het Steiger Kilisesi’nde bizim sanatımıza özel düzenlenen karma sergide yer almak Hollanda’daki ilk tecrübelerimdendi ve eserlerimin, Hollandalı sanatsever müşteriler tarafından talep görmesi ve satın alınması benim için büyük bir iltifat ve motivasyon olmuştu.

Sevgi Melek Tiryaki She and Girls Dergisi Röportaj Mayıs 2024

Size göre iyi tasarım nedir?

Tasarım, sanatçının kendine özgü sesini ve bakış açısını yansıtmalıdır. İzleyicinin sanatçıyı diğerlerinden ayırt etmesini ve çalışmalarını tanımasını sağlamalıdır. Tasarım görsel olarak hoş olmalı ve izleyicinin ilgisini çekmelidir. Renk, şekil, doku ve kompozisyon gibi unsurlar, dengeli ve uyumlu bir şekilde kullanılmalıdır. Tasarım orijinal ve yenilikçi olmalı, klişelerden ve aşırı kullanılan fikirlerden kaçınmalıdır. Sanatçı, izleyiciyi şaşırtmalı ve yeni bir bakış açısı sunmalıdır.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Herkesin içinde bir sanatçı olduğuna inanıyorum. Umarım hikayem insanlara ilham verir ve kendi yaratıcı potansiyellerini keşfetmeleri için teşvik eder.

Sanata lütfen daha yakınlaşalım ve dünyanın mutlaka ve mutlaka sanatla yaşamayı başardıkça daha vicdanlı insanlarla zenginleşeceğine ve daha güzel bir gezegen olacağına olan inancımızı kaybetmeyelim.

Tezhip sanatı, kendisini her platformda kimseye ihtiyaç duymadan temsil edebilecek bir ayrıcalığa sahiptir. Ancak ülkedeki sanat dünyasındaki yanlış politika sayesinde Arabistan’a ve içinde Arapça kaligrafi olduğu için kendisine mutaassıp diyen bir düzene ihraç edilen bir zanaat faaliyetine dönüştü. Bu benim şahsi görüşümdür.

Öyle ki, son yıllarda taçlandırıldığı sanılan ama aslında hepten belli başlı kalıplara etiketlenmiş, zanaatkarlar arasında sıkıştırılmıştır sanatımız (istisnalar hariç ki onlar çok kıymetli ustalar, ustalarında ustalarıdır).
Hatta, süslemeler İçindeki ayetleri yazan bazı hattatların, yaymayı ibadet saydığı mesajları, temsil etmeyi, kafa yapısıyla dahi beceremiyor olmaları ne yaman çelişki!

Oysa sanat, özgür beyinlerin işidir. Yaratıcılık sınır tanımaz. Sanatçı kalıba sokturmaz kendini ve bununla övünmez.
Ancak siparişle üreten bir zanaatkar olduklarının farkında olmadan üretenlerin elinden Tezhip sanatı kurtulmalı ve bu sayede esas altın çağını yeniden ve tüm dünyanın gözleri önünde açması sağlanmalıdır. Aksi halde sanat değil zanaat olarak icra edilip fabrika gibi seri üretime devam edilebilir. Buda bir tercih. Ancak Sanat canlıdır ve zaman içinde değişip gelişmezse zanaata dönüşür. Buda temsil şeklinde sorun var anlamına gelir.

Değişim kafada başlar ve cesaret gerektirir.

Cesur ve özgür sanatçılara sonsuz saygılarımla…

ınstagram: @sevgitiryakiartgallery

Sevgi Melek Tiryaki Tezhib Sanatçısı

She and Girls Bahar 2024 Sayısı Gençlik Dergisi Girls Hediyesiyle Dergiliklerde

SHE AND GIRLS DERGİ