“Şalvarlı Ressam” olarak tanınan Meryem Düzgün Kaya içindeki resim yapma aşkını hayata geçirmek için engel tanımıyor. Şalvarlı Ressam Meryem Düzgün Kaya
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
45 Yaşından sonra resim yapmaya başlayan ve birçok sergiye katılarak adını duyuran Meryem Düzgün Kaya ile sohbetimize buyurun…
Röportaj: Banu Çelik
Merhaba Meryem, Türkiye seni “Şalvarlı Ressam” olarak tanıdı ama seni ilk kez tanıyacak okurlarımız için biraz kendinden bahseder misiniz?
Merhaba adım Meryem Düzgün Kaya, İzmir’in bir dağ köyü olan Kavacık’ta doğdum büyüdüm ve halen köyümde ikamet etmekteyim. Geçirdiğim ateşli bir hastalık sonucu çocuk felci oldum. İlkokul mezunuyum, hedefim okuyup öğretmen olmaktı ama kızlar okumaz dediler.
10 yıldır içimdeki resim sevdasını çocuklarla gönüllü olarak paylaştım. Evim atölye, köyün çocukları öğrencim oldu. Yaşayamadığım öğretmenliği yaşadım diyebilirim. Hayatımı idare ettirebilmek için 40 senedir terzilik yapmaktayım, engelli olmak çok zor ama ben mantık fırçamla hayatımı renklendirdim.
Sizi resim yapmaya yönlendiren şey neydi?
Çocukluğumda içimde hep bir sanat tutkusu, yüreğimde resim aşkı vardı. 45 yaşımdan sonra resim yapmaya başladım. Renkleri o kadar çok seviyorum ki, resim benim için bir rehber oldu, hayata resimle tutundum ve çok seviyorum resim yapmayı.
Felsefi olarak teman nedir? Ne tür resimler yapıyorsunuz anlatır mısınız?
Tuval üzerine yağlı boya çalışıyorum. Genelde doğa resimleri, çiçekler, dere ve şelale, vazoda çiçekler, bir de kanaviçe nakış resimleri çalışıyorum hepsini de severek yapıyorum.
Resimlerinizin tanıtımını nerelerde yapıyorsunuz? İsminizi duyurmak ve satış yapabilmek adına faydası oluyor mu?
Resimlerimin tanıtımını sosyal medya sayfalarımda yapıyorum. Bir de basında, gazetelerde, televizyonlarda, dergilerde haberlere konu oluyorum. Bu da benim için bazen resim satışlarında faydalı oluyor ama yine de resimlerimin tanıtımını istediğim gibi yapamadığımı düşünüyorum.
Bir resmin yapımından satışına kadar olan süreçte ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz? Malum Türkiye’ de sanat icra ederken maddi ve manevi harcamalar oldukça önemli. Günün sonunda emeğinizin karşılığını bulduğunuza inanıyor musunuz?
Bir resme başlamak istediğimde önce resim malzemelerini düşünüyorum. Fırça, boya, tuval çok pahalılar. Bütçem yetersiz geliyor ve almakta çok zorlanıyorum. Ben bir sanatçıyım, bu sıkıntıları yaşamak çok acı geliyor. Bir esere başlayıp imza aşamasına gelebilmek çok büyük bir emek, uzun bir zaman istiyor. Günün sonunda maalesef emeğimin karşılığını bulduğuna inanmıyorum.
Yanaktan yağlarını aldırma onunla doğal olarak yok et!
Şalvarlı bir ressam olduğum için bazen eserlerimin değerini düşürüyorlar. Ben yüreğimi değiştirmişim, kıyafetin önemi yok. Köylü olmaktan şalvarlı olmaktan gurur duyarım.
Bu soru en klasik ve en çok sorulan soru olabilir ama ben de sormadan edemeyeceğim. Bir ressam olarak etkilendiğiniz veya örnek aldığınız bir sanatçı var mı?
Etkilendiğim, çok beğendiğim yerli ve yabancı o kadar çok sanatçı var ki saymakla bitmez ama en çok beğendiğim sanatçı Yalçın Gökçebağ. Eserlerini büyük bir ilgiyle takip ediyorum ben naif bir ressam olarak kendi tarzında olan eserlerime imzalar atmak istiyorum, içlerinde ben olan.
Son olarak yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje, farklı tarzda bir resim veya sergi var mı?
İstanbul’da 4 eserim Sanata Engel Yok Vakfında şu an. Deprem ve Umut isimli sergide eserlerim sergilenmekte. Daha önce kişisel sergilere ve sayısız karma sergilere katılımlarım oldu.
İlerleyen günlerde kişisel bir sergi projemiz var. Yeniliği ve değişimi seven birisiyim soyut ve sürrealizm çalışmalarım da var. Çok yakında sosyal medyada paylaşıp sanatseverlerle buluşturacağım.
