Kristallerin sihri

“Kristallerin yaşamımdaki dönüşümü aslında 12 yaşında bir çocuk iken annemin 6 ay yürüyememesi, türlü tedavi sonrası bir ilerleme kaydedilmemesi sonrası şans eseri denemekten ne çıkar dediğimiz bir köydeki eşlerin taşlar ile yaptığı çalışma sonrasında annemin o gün yürüyerek çıkması sonucu başladım.” Kristal şifa eğitmeni Selma Doruk Cura

She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.

Instagram Hesabımız

Cümleleriyle, kristallerin şifa etkinlerinin ne derece güçlü olduğunu belirten Sevgili Selma Doruk Cura ile kristallerin sihirli etkilerinin tüm detaylarını konuştuk. Buyurun sohbetimize!

BENİMKİSİ YAŞAMIN İÇERİSİNDE GERÇEK BİR YASANMIŞLIK HİKAYESİ.

Röportaj: Melek Şenol

Kristal şifa eğitmeni Selma Doruk Cura

Öncelikle bize kendinizden biraz bahseder misiniz?

Evren ile bütünleşen kısmı ise içeride ne varsa dışarıda o var sözüdür. Bütünlüğün içinde bir zerre isem Atom çekirdeğinin etkileşimle nasıl da parçalara dağılarak büyüdüğünün ve dönüştüğünün resmidir, hayat bakış açışıyla gelişen Dönüşüm hikayesi.

1974 Manisa Doğumluyum., Yaşam ve dönüşümü aslında farkında olmadan kendi seçimlerimle ve o zamanki koşullar dahilinde bilmeyerek ayakta kalma savaşı verirken keşfetmeye başladım. Çocukluğundan itibaren bir dizi sınavlar silsilesini adım adım aşarak bu günlere geldim. 1992 Yılında Liseyi bitirdikten sonra ani bir kararla çalışma hayatına Turizm Otelcilikte devam etme kararı almış ve Antalya bölgesinde farklı otellerde yaklaşık 10 yıl süreyle görev yaptım.

1992 yılında Kazandığı üniversiteye gidemedim ve sonrasında Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nü 2. sınıf sonrası yarım bıraktım. 2000 yılında İktisadi idari Bilimler Fakültesi ‘nden mezun oldum. Yaşamında, hep savaşmanın ve tek başına mücadelenin çocukluğundan itibaren tüm zorluklarını yaşarken yoğun sınav trafiğinden sonra 2002 Yılında Bodrum ‘a gelme kararı aldım.

Turizm Otelcilik muhasebe alanında çeşitli işletmelerde başarıyla isminden söz ettiren biri iken görev yaptığım işletmelerde ve bu süre zarfında hayatımda hep başa dönüşlerin olduğu farkındalığını keşfettim. Kendimi güçlü kılmak adına yaşamın her türlü dönüşümü ile kendimi iyileştirmeye ve kendime adım atmaya başladım.

Çikolata tutkusunun büyüsü; Juliette Artisan Chocolatier

Öncelikle aldığım Latin Dansları eğitimleri ile yaşamla dans etmeyi öğrenirken, çocukluğumun hikayesi olan doğal taşlara ve aksesuara olan ilgim nedeniyle farklı zamanlarda da takı tasarımları yapmaya ve muhasebe ve finans işi dışında, kendimi geliştirmek için yolculuğum süresince daima keşifler yapmaya başladım.

2003-2019 Yılları arası Kristal Şifa – Litoterapi- Holistik Şifa -Mineral Terapi eğitimleri ile 2017 yılında kendi gelişimim adına Kuantum Koçluk eğitimi, 2018 yılında ise Nefes eğitimleri ile tanıştım. Bu alanda yol almaya ve çevremdeki kişilere de yol gösterici olmaya devam etmeye çalıştım. Litoterapi – Nefes Terapisi – Quantum Yaşam ve Kariyer Koçluğu, Reiki Enerji Sistemleri, eğitimlerini tamamlayarak, profesyonel olarak bu sektörde dönüşümler için adım attım.

Halen özel bir üniversitede Psikoloji Lisan eğitimi almaya devam ediyorum. Özel bir şirkette finans müdürü olarak da görev yapmaya devam ediyorum.

Kristalleri kullanmayı nasıl öğrendiniz?

Kristallerin yaşamımdaki dönüşümü aslında 12 yaşında bir çocuk iken annemin 6 ay yürüyememesi, türlü tedavi sonrası bir ilerleme kaydedilmemesi sonrası şans eseri denemekten ne çıkar dediğimiz bir köydeki eşlerin taşlar ile yaptığı çalışma sonrasında annemin o gün yürüyerek çıkması sonucu başladım.

Sonrasında o taşların ne olduğunu hep yıllarca sorguladığım dönemde, o taşların (Yılancık taşı) denilen bir taş olduğu, halk arasında yılancık hastalığı olarak bilindiğini öğrendim.

O Zamanlar çok fark etmesem de yaşamım boyunca 1 çift yılancık taşının hayatımı değiştireceğini bilemezdim.
2003 Yılında Doğal taşlar çeşitleri, nelere iyi geldiğini çocukluktan gelen merakım sayesinde araştırmaya başladım ve bana yol gösterici ve dönüştürücü özelliğini keşfettim. Takılar tasarlamaya taşları hayatıma dahil etmeye çalıştım.

Bu süreç, 2019 Yılında gerçekten bunların tam anlamıyla ne olduğunu, eğitimler alarak hangi alanlarda kullanıldığı, Litoterapi, Holistik şifa Mineral Terapi, Sarkaç Kullanımı, eğitimleriyle bütünleştirerek bu alanda kişiye göre taş seçimleri, Kristal Terapi bireysel seans, Takı Tasarım, Alan ve Mekan temizliği, çalışmalarında kullanmaya başladım.

Kaç çeşit kristal taş vardır? Özellikleri nelerdir?
Taşları anlatmaya başlamadan önce Kristallerin bütüncül bir çalışmanın parçaları olduklarını unutmamamız gerekir. Kristaller canlıdırlar ve içerisinde insan bedeninde olduğu üzere Mineraller taşırlar. Onlarla çalışmayı anlatmak kısa ve öz olamayacak kadar derindir.

Kristallerin nasıl kullanılması gerektiğini ve bilgeliğini anlamak için öncelikle evrendeki frekans ve titreşimin nasıl şekillendiğini ve form değiştirdiğini anlamak gerekir. Kristaller milyonlarca yıl önce toprağın altında ısı ve basınç etkisiyle oluşmuş. Tıpkı insanlar gibi belli titreşime sahip ve bunu sürekli çevrelerine yayıyorlar.

Bu da demek oluyor ki bu titreşimlerden bize uygun olanı alıp enerjimize uyumlayabiliriz. Tarih öncesi çağlardan beri taşlar iyileşmek için kullanılmıştır. Değişik kristallerden iksirler yapıldığını, toz haline getirilerek ilaç olarak kullanıldığını, takı olarak kullanıldığı gibi insanların adeta bir koruyucu gibi yanlarında taşıdıkları da bilinmektedir.

Aralarında bir iletişim imkanı olmayan Aztekler’le Antik Mısır Medeniyeti’nin, Babiller’le Çinli’lerin benzeri uygulamalar yapmaları ilginçtir. Doğayı gözlemleyerek bitkilerden, kristallerden, koku ve renklerden yararlanmayı bilen bu kadim kültürlerin, kristallere oldukça fazla değer verdikleri görmezden gelinemez. Antik Mısır’da taşlara çok özel bir yer verildiğini görürüz. Özellikle lapis taşının ayrı bir önemi vardı.

Diğer ‘renkli taşların’ da şifa amacıyla kullanıldığı görürüz. Tıp tarihi bakımından minerallerin toz haline getirilerek kullanıldığı, yaraları iyileştirmede başvurulduğu, macun yaparak şifa amacıyla yararlanıldığı da bilinen bir gerçektir. Günümüz tıbbının kökenleri bakımından hem klasik Batı tıbbı ve hem de İslam coğrafyasındaki uygulamalarda da taşlardan bolca yararlandığını gözlemlemek mümkündür.

Litoterapi (Eski Yunancada Taş olarak adlandırılır) ilk kez 1965 yılında Fransa’da resmi bir homeopati dalı haline gelmiştir. Üzerinde yaşadığımız evrende Jeologların tespit ettiği 4356 çeşit civarı taş vardır. Gerçek anlamda Yaratılış ile gelen 12 çeşit taşın kombinasyonlarından oluşmuştur. Tüm Taşların özelliklerini yazmak ile bitmez.

Bununla birlikte Kristaller içinde taşıdıkları minerallere, şekillerine, formlarına ve renklerine göre özelliklerini alırlar.

Yaydığı titreşim, Bulunduğu katmandaki titreşim, İçindeki mineraller ve renkleri onları hangi alanda destekleyici olduğunu anlamamızı sağlar.

Kristalleri nasıl kullanırız?

Enerjinizi yükseltmenin en kolay ve kısa yollarından birisi enerjinize uygun bir taşa dokunmak veya yanınızda taşımaktır. Bir taşın size uygun olup olmadığını anlamanın en kestirme yollarından birisi o taşı gördüğünüzde ne hissettiğinizdir. Çoğunlukla ilk gördüğünüzde bayıldığınız taş sizin taşınızdır.

Yine de kararsızlık hissediyorsanız şunlara dikkat edin;

Rengini sevdiniz mi, elinize aldığınızda taşta bir ısınma oldu mu?

Nasıl bir duygu hissettirdi size. Bunlar çok önemli.

Çünkü her taşın herkes üzerinde etkisi başkadır. Birinin çok fayda gördüğünü söylediği taşla sizin frekansınız asla uyuşmayabilir. Size faydası olmayabilir. Dikkat etmemiz geren en önemli olay burcumun taşı diye her taşı kullanmamalıyız.

Örneğin; diyabet, tiroit rahatsızlığımız vardır. Burcumuzun taşı ametisttir ve siz uzun süreli kullanmaya başladığınızda tansiyonunuzda dengesizlik yaratır.

Bir taş kullanmanın amacı nedir?

Özellikle taşları bir bilenle seçmeliyiz. Rastgele taş kullanmamalıyız.

Kişilerdeki, rahatsızlıklar, duygu durumları ve fiziksel ve ruhsal durumlarına göre. Kristallerin ise şekillerine, formlarına, taşıdıkları minerallere göre seçilmelidirler.

• Fiziksel ve zihinsel problemlerinizde şifa almak.
• Evinizde ve üzerinizdeki negatif enerjiyi temizlemek ve arındırmak.

Dolayısıyla taşı kullanmadan önce mutlaka enerjisinin temizlenmesi gerekir. Siz kullanmaya başladıktan sonra da belli aralıklarla temizlenmesi gerekir. Çünkü taşlar size pozitif enerji verdikleri gibi etraftaki negatif enerjileri absorbe ettikleri için belli bir doygunluğa ulaştıktan bir süre sonra o negatif enerjiyi geri yaymaya başlarlar.

Arındırmak çok kolaydır. Ben genellikle deniz tuzu koyduğum su ile veya mum ışığında arındırma sağlıyorum. Tütsülemek de arındırma yöntemlerinden biridir. Akarsuyun altında bekletebilirsiniz bir süre. Güneş altında 1 saat kadar bekletebilirsiniz. Toprağa gömüp bir gece bekletebilirsiniz.

Bu yöntemleri denemeden önce mutlaka taşınızın sertlik derecesini bilmeliyiz. Her taşı aynı yöntem ile arındırma işlemi yapamayız. Ay ışığı ile enerjilerini şarj edebiliriz.

Sertlik derecesini bilmediğimiz bir taşı şayet sertlik derecesi düşük ise suda ya da toprakta arındırmaya çalışırsak o taşın içerisindeki minerali öldürmüş oluruz ve o taş aksesuardan ileriye geçmez. O nedenle Taşlarımızı uzman kişiler ile yapmalı ve onların bilgilendirmelerine uymalıyız.

Bir taşı programlamak nasıl olur?

Taşı sol elinize alıp kalbinize götürün ve seni benim en yüksek hayrıma. (Niyetlerinizi belirtin.)
Şifa vermen için programlıyorum diyerek ve bir müddet (5 dakika kadar) bekleyin.

NOT:
Taşlar yüzyıllardır şifaya aracılık etmiş olsa da taşlara kendi gücünüzü yüklemeyiniz. Onlardan sadece şifaya aracı olması niyetiyle destekleyici olarak kullanım sağlamalıyız.

Taşlar ve diğer yaptığımız her türlü enerji çalışması destekleyici yöntemlerdir. Kesinlikle tıbbi tedavi yerine geçmez. Rahatsızlıklarımızda öncelikle doktorumuza başvurmalıyız.

Selma Doruk Cura
Kristal Şifa uzmanı ve eğitmeni; Nefes Eğitmeni, Kuantum yaşam ve Kariyer koçu
www.dorukkristalyasam.com

Kristal şifa eğitmeni Selma Doruk Cura

She and Girls Mart 2023 Sayısı Gençlik Dergisi Girls Hediyesiyle Dergiliklerde

SHE AND GIRLS DERGİ