Hayalle gerçek arasında “HİPERREALİZM”

Bu sayımızda sizi, pop-art ve hiper gerçekçi çalışmaları ile dikkat çeken ve hiperrealist resmin Türkiye’ deki öncü ismi Cömert Doğru ve onun fantastik sanat eserleri ile tanıştırmak istiyorum… Hipperrealist Cömert Doğru röportaj

She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.

Instagram Hesabımız

Röportaj: Banu Çelik

Merhaba Cömert, seni ilk kez tanıyacak okurlarımız için biraz kendinden bahseder misin?

Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Grafik bölümü mezunuyum ve resimle yaşayan bir insanım. Okul öncesi, ilkokul dönemleri, ergenlik çağlarımdan bugüne kadar resim hep hayatımda oldu. Çocukluğumdan beri klasik tabiriyle kendimi ifade şeklim oldu resim.

Pek tanımlamayı başaramasam da hayal dünyam çok özgür ve sınır tanımaz bir şekilde gelişti ve hayatımı yönlendirdi.

İlkokul 1-2. Sınıflarda kalem markalarının düzenlediği, konusu genelde “dünya barışı” olan resim yarışmalarına katılır, Spiderman çizer yollardım. Asla da bir geri dönüş alamazdım. Oysa çocuk zihnimde Spiderman barışı sağlayan süper güçtü benim için.

Barışın sadece süper güçlere sahip olunarak sağlanabileceğine inanırdım. Bugün olgun bir insan olarak baktığımda çelişkiler içerisinde de olsa çok da yanılmadığını görüyorum o çocuğun.

Üniversite yıllarında güzel sanatların grafik bölümünde eğitim almam beni illüstrasyon yapmaya yönlendirdi diyebiliriz. Daha sonra da rastlantısal olarak kendimi “sanat piyasası” içerisinde buldum.

Bir dönem üniversitede resim dersleri vermek de çok keyifliydi.

Aslında biliyorum soru kim olduğum üzerineydi ama kendimi anlatmaya çalışmak üçüncü bir şahıstan bahsetmek gibi geliyor ve hatta biraz utanıyorum. Bu sebeple yaptıklarımı anlatmaya çalışarak eserlerimin beni anlatmasını bekliyorum.

Ressam Cömert Doğru

Mezun olduktan sonra ilk olarak kitap kapakları tasarlamışsın. Türkiye ve yurt dışındaki bazı reklam ajanslarına ve yayın evlerine çizimler yapmışsın. Biraz bu konudaki deneyimlerinden bahseder misin?

Kitap kapağı yapmak, tasarlamak muhteşem keyifli ve yaratıcı bir iş. İlk olarak öğrenciyken başladım aslında. Bilinen büyük yayınevlerinin çok büyük bir kısmına roman kapağı tasarladım. İlk olarak Altın Kitaplar Yayınevi ile çalışmaya başladım. Stephen King, Wilbur Smith, V.C. Andrews, İpek Ongun, Gülten Dayıoğlu, Jules Werne….

Stephen King kitapları için yaptığım illüstrasyonlar, kendisi tarafından çok beğenilmişti. O tarihlerde Amerika’da hazırlanan sınırlı sayıda basılan “Artist Inspired by Stephen King” isimli özel albümde yer almak mutluluk vericiydi. Albüm Stephen King kitap ve filmleri için yapılan kapak ve afişlerden en beğenilenlerin toplandığı özel bir çalışmaydı.

Bu süre içinde 2000 üzerinde kitap kapağı, reklam ajanslarına çeşitli çizimler, afişler (film, tiyatro), çizgi roman, story boardlar, concept boardlar gibi illüstrasyon mesleğinin tüm elementlerini yaptım.

Türkiye, Almanya, Amerika ve Fransa’ya illüstrasyonlar yaptım. Uzun bir süre bütün büyük reklam ajanslarına freelance işler yaptım.

Peki neden resim? Seni resim yapmaya yönlendiren neydi?

Sanırım resim benim için kendimi ifade edebilmemin en güçlü yolu. Roman yazmak, film çekmek gibi… Sanat dalları aslında birbiriyle çok bağlantılı ve destekleyici. Sadece farklı yöntemler kullanıyorlar ama içten gelen tutku ve ilham aynı.

Benim resim sevgim de güçlü bir tutku içeriyor. Resimlerimin konularının arkasındakiler, inişler, çıkışlar, canlılıklar, ritimler, tekillik, çoğulluk, uyum, kontras… Bunların tümü benim kendimi anlatma şeklim.
Tabii her şey çocukken çok hareketli olduğumdan benimle başa çıkabilmek için elime kağıt kalem verilmesiyle başladı ?

Çizdiğin resimler hipperrealizme örnek olarak gösteriliyor. Felsefi olarak teman nedir? Ne tür resimler yapıyorsun, anlatır mısın?

Resimlerim hiperrealist, aynı zamanda sürreal, fantastik ve gerçek üstü öğeler barındırıyor. Resimlerimdeki tüm kahramanlar kadın, balık ve diğerleri realistik; ancak onların bulundukları durum ve ortamlar gerçek üstü.

Düşünsenize havada yüzen kocaman balıklar olsa ne kadar muhteşem olurdu. Kocaman bir odada tatlı mimiklerle etrafınızda dolaşan kocaman bir balığın yüzgeçleri size temas ediyor ve hatta onu sevebiliyorsunuz.
Zaman zaman koleksiyonerler ya da resim severler için sevdiklerinin portrelerini de yapıyorum.

Eser bittiğinde insanların gözündeki o mutluluğu, bu çok özel hediyeyi sevdiklerine götürürken yaşadıkları heyecanı hissetmek de inanın büyük keyif veriyor bana.

Resimlerinde çoğunlukla kullandığın “Kadın” ve “Balık” figürleri ile vermek istediğin mesaj nedir? Tablonun karşısına geçen bir sanatsevere vermek istediğin bir mesajı mı yoksa kendi hayal dünyasından bir kesiti mi görüyor tablolarında?

Kadın, balık, diğer kullandığım öğeler, imge ve kavramlar kendi gerçekliğimi yansıtıyor. Tekniğimde ilk hedefim kendi gerçekliğimi oluşturmak ve tablomu seyreden kişiye bu gerçekliği aktarabilmek.

Kadın figürü; muhteşem estetik ve güzel, hayatın, platonun mağara alegorisindeki sanal gerçekliğimizin başlangıcı. Kadın figürü, sonsuz keşif yapılabilecek bir alemken yaşamı ve ölümü yani hayatın ta kendisini temsil eden bir mecra.

Bu olgu balık ile birleştiğinde renk, ahenk, denge ve güzellikle beraber sürreal bir atmosfer oluşturuyor.
Kısaca balık, duygusal bir aktarım aracı aslında. Resimlerimi izleyenlerin özgür bir şekilde kısıtlamalardan uzak diledikleri gibi hayal edebilecekleri bir atmosfer sunmaya çalışıyorum. Bu oluşturduğum atmosferin beğenilmesi ve bir sanatsever tarafından alınıp evine götürülmesi paha biçilmez biz haz.

Eserlerimi yaparken benim hayallerimi ve duygularımı ve o anımı yansıtırken, sergilendiğinde izleyicinin hayal ve duygularını yansıtıyor.

Peki özellikle Türkiye’de “kadın” oldukça tartışılan bir konu biliyorsun. Senin resimlerine kadın teması üzerinden övgü veya eleştiri geldiği oluyor mu? Ya da nasıl eleştiriler geliyor ve sen bu eleştirilere nasıl tepki veriyorsun?

Ben tablolarımda kadını ve kurgumdaki duruşunu, gücünü, kutsallığını evrensel olarak ifade etmeye çalışıyorum. Yansıtmak istediğim duygular, estetik ve görsel temalar, evrensel ve tamamıyla insanlığın ortak bilinci. Şimdiye kadar olumsuz bir eleştiri almadım. Benim işim sanatla, sanat yaparak hissettiklerimi sanatseverlere aktarmak ve onların da hissetmelerini sağlamak.

Bir ressamın veya genel bir tanım yapacak olursak bir sanatçının hayal dünyası oldukça geniş olmalı. Hayal gücünü şekillendiren bir başka konunun da sinema olduğunu duydum. Sinemaya olan ilgin nedir ve bu ilginin yaratıcılığına artısı olduğunu söyleyebilir misin?

Evet ya, sinema! Eminim gelişmemde ve yol seçmemde çok büyük etkisi olmuştur. Özellikle pop art tarzındaki siyah-beyaz portre çalışmalarımda figürlerimin büyük bir kısmını sinema oyuncularından seçiyorum. İstediğim ifade ve mimikleri onlarda buluyorum diyebilirim.

Sinema çok sevdiğim özel ilgi alanım. Beni alıp yaşadığımız dünyadan kopartıp başka yerlere götüren bir zeplin!

Eser – Alien Beauty – Acrylic on Lynen

Türkiye’de senin temandaki sanat eserleriyle istediğin kitleye ve hedefe ulaştığını düşünüyor musun?

Ülkemizde sanat hızla yeni bir anlam kazanıyor. Ekonomik zorluklar sebebiyle emekleyerek de olsa gelişiyor. Geçmişte ve şimdi çalıştığım sanat duayenlerinin bana ve piyasaya olumlu katkıları yadsınamaz.

Örneğin; Sevil Dolmacı, şu an çalıştığım Pınar Türker Uygun ülkemiz sanatına katkıda bulunan birlikte çalıştığım duayenler. Amerika’da gene kadın duayenlerden Chelsea Tucker Moore da sayabileceğim yol arkadaşlarımdan. Kadın sanat galerisi sahipleriyle çalışmış ve çalışıyor olmam da bana ayrı bir mutluluk veriyor.

Sevil Dolmacı, sanat dünyasına getirdiği yenilikçi ve büyük projelerle sanat piyasasının büyümesi ve ilginin artmasına yardımcı olmuştur.

Artopol Art Galeri sahibi Pınar Türker Uygun canlılığı, üretkenliği, bilgi ve tecrübesi Türk sanat hayatına büyük katkılarda bulunmaktadır.

Harika sanat girişimcileri, galeriler ve sanatçılar var. Çok büyük bir sektör olma yolunda ilerliyor sanat.
Ben hedefime ulaştım mı? Sanmıyorum. Hedef ne onun da ne olduğunu pek kestiremiyorum aslında.

Aklımda planladığım çok resim var. Umarım ömrüm onları gerçekleştirmeye yeter ve beğenilen, tanınan sanat tarihinde yer eden bir sanatçı olabilirim.

Resimlerinin tanıtımını nerelerde yapıyorsun? İsmini duyurmak ve satış yapabilmek adına faydası oluyor mu?

Galeriler, sosyal medya, sanat alıcıları ve koleksiyonerler. Ayrıca katıldığım sergi ve fuarlar, TV programları, söyleşiler, röportajlar tanıtım kaynaklarım.

Zaman içeresinde çizimlerimin beğenilmesi ile organizasyon ve sergi teklifleri gelmeye başladı. Bunlardan ilki daha sonradan tanışıp arkadaş olduğum harika insan Zeynep Helvacı’nın UNICEF yararına düzenlenen “Stars of İstanbul” projesidir. 2 metrelik büyük bir yıldıza Atatürk boyama fırsatı yakaladım ve organizasyonda en beğenilen yıldız seçildi.

Bu tür proje ve sergilerde dikkat çektikten sonra sanat galerileri, koleksiyonerler, fuarlar, sergiler peşi sıra gelmeye başladı.

Birçok önemli koleksiyonerde eserlerim mevcut, Amerika’ya satılan eserlerim var. Portresini yaptığım ünlülerin sosyal medyalarında yaptıkları beğeni ve övgü paylaşımları var.

Faydası oluyor elbette, ama ben sanatçıyım tüm konsantrasyonum eserlerim üzerine. Bu söylediğim mecraları ne kadar verimli kullandığımı bilemiyorum aslında.

Bir resmin yapımından satışına kadar olan süreçte ne tür zorluklarla karşılaşıyorsun? Malum Türkiye’de sanat icra ederken maddi ve manevi harcamalar oldukça önemli. Günün sonunda emeğinin karşılığını bulduğuna inanıyor musun?

Benim için oldukça yorucu ve sıkı çalışma gerektiren zorlu bir süreç. Kesinlikle sevmeden, tutku olmadan yapabileceğiniz bir şey değil. Resim yapmayı çok seviyorum, ortalama bir resmi 2 ay süren bir zamanda, küçük, ince bir fırçayla, herhangi bir teknolojik malzeme kullanmadan (buna airbrush da dahil) günde 12 saat çalışarak yapıyorum.

Ülkemizin ekonomik şartlarında sanat gibi ekstrem bir olgunun malzeme fiyatlarını duysanız dudaklarınız uçuklar. Korkunç yüksek fiyatlar.

Sanatıma ve eserlerimi alanlara saygımdan dolayı en iyi malzemeleri kullanıyorum ki bu eserler yüzlerce yıl hayatta kalsın.

Zorlukları düşündüğünüz de “Yapma bırak!” yankılanıyor içinizde; ama tutkunuz sizi sürüklüyor ve aşkla devam ediyorsunuz. Dünyada emeğinin karşılığını alan da almayan da çok sanatçı var. İyi şeyler olmasını umarak tutkunuzun peşinden gidiyorsunuz.

Birçok sanatçıya göre şükredecek durumdayım elbette, kendime ve sanatımı sevenlere haksızlık etmeyeyim.

Bu soru en klasik ve en çok sorulan soru olabilir ama ben de sormadan edemeyeceğim. Bir ressam olarak etkilendiğin veya örnek aldığın bir sanatçı var mı?

Ya elbette, sizi anlıyorum, haklısınız. En sık sorulan ve cevabı merak edilen bir soru.

Cevabım çok net hayır yok. Öyle olacağı düşünülecek diye birçok fikir ve şekilden vazgeçtim. Öğrencilik yıllarımda birçok üstadın resimlerinden yaptım, çalıştım. Rembrandt, Rafsaello, Durer vb. Ama sadece teknik geliştirip uygulama becerilerimi arttırmak için.

Takip ettiğim, beğendiğim bir çok üstat var. Sadece beğenip izliyorum.
Sanatın içinde birbirini hatırlatan, hissettiren şeyler var elbette; ama ben özgünlüğün başarıyı getireceğine inanıyorum.
Son olarak yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğün yeni bir proje, farklı tarzda bir resim veya sergi var mı?

Yakın zamanda “Arttech 2022” fuarında karma bir sergim oldu. Tablolarımdan ikisi NFT olarak ve orijinal halleriyle sergilendi. Sonbaharda “Contemporary İstanbul” uluslararası sanat fuarına katılacağım.

Hipperrealist Cömert Doğru röportaj

She and Girls Haziran 2022 Sayısı Gençlik Dergisi Girls Hediyesiyle Dergiliklerde

SHE AND GIRLS DERGİ