TRT Türk’teki Haber Editörlüğü, Spor Spikerliği ve program sunuculuğu görevlerinin ardından 2016 yılında TRT Haber’de haber spikerliği yapmaya başlayan Oya Eren ile haber, mesleki eğitim, kadınlar, güzellik ve özel ilgi alanları üzerine keyifli bir röportaj yaptık… Oya Eren Röportaj
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Röportaj: Banu Çelik
Oya Eren denince genç, güzel, yetenekli, başarılı bir haber spikeri çıkıyor karşımıza. Okurlarımız için biraz kendinizden bahseder misiniz?
Öncelikle çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için. Ben kendimi; mutlu olmaya çalışan, başarmaya çalışan, bunları yapabilmek için de çalışmaya inanan sevgi dolu ve biraz da duygusal biri olarak tanımlayabilirim. Doğa sevgisi, hayvanlar, çocuklar…
Bunlar benim hassas noktalarım. Ailem ve işim de önceliklerim arasında yer alan maddeler tabii. Biraz tezcanlıyım, sabırsızım ama diğer taraftan da beklemeyi bilirim. Her şeyin zamanında olacağına inanırım. Okumayı severim, resim, müzik, şiir ve seyahat de her zaman ilgimi çeker.
İşim, hayatımda çok büyük yer tutmasına rağmen sevdiğim alanlara vakit ayırmaya çalışırım. Zaten işimde de okumak, kendi birikimini oluşturmak artı olarak hanemize yazılıyor.
Kısaca çabalayan, uğraşan, etrafına katkı sağlamaya çalışan, mutluluğu ve huzuru iyilikte arayan biriyim.
Televizyoncu olmak hayaliniz miydi yoksa kendinizi bu alanda mı buldunuz? Nasıl başladı televizyon yolculuğunuz?
Televizyoncu olmak hayalim değildi aslında. Akademisyen olmayı istiyordum. Tabii daha gerilere, çocukluğa gidersek hayallerimde müzik veya resimle ilgilenmek vardı. Üniversiteyi kazandıktan sonra planlar başka yöne gitmeye başladı.
Lisans eğitimimi Ankara Üniversitesi, Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri Bölümünde tamamladım. Klasik Filoloji mezunuyum. Hem tarih hem sanat hem de dil eğitimi aldım. Bu nedenle de akademik kariyer düşünüyordum. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde olduğum için farklı yabancı dillere de eğilme şansım oldu.
Ermenice öğrenmeye başladım. Bu benim için stratejik bir karardı ve hayatım da biraz bu kararla değişti ve henüz öğrenciyken Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ermeni Araştırmaları Enstitüsü’nde staj yapmaya başladım.
Uluslararası İlişkiler alanında çalışmaya da böyle adım atmış oldum. Uzun yıllar ASAM’da Azerbaycan, Ermenistan, Güney Kafkasya, Karabağ Sorunu ve “1915 iddiaları” hakkında çalıştım. Daha sonra başka bir düşünce kuruluşunda yine aynı konular ve bölgeyle ilgili çalıştım.
İşte televizyonculuk hikayem de oradayken başladı. TRT’nin uluslararası kanalı TRT Türk’ün açılacağını duyduğumda başvuru yaptım ve TRT öyküm başladı.
Yurt içinde ve yurt dışında birçok farklı projede yer aldığınızı, 6 yıl kadar ASAM’ da çalıştığınızı, ABD’ de yayımlanan Forum Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptığınızı biliyorum. Biraz bu çalışmalardan, sosyal sorumluluk projeleri ve sivil toplum kuruluşlarındaki serüveninizden bahseder misiniz?
Üniversitede öğrenciyken başladığım ASAM bana çok büyük katkı sağladı. Oradayken Güney Kafkasya ve özellikle Ermenistan’la ilgili uzmanlaştığım için pek çok gençlik projesi ve akademik toplantıda yer aldım. Çok azimli, istekli ve çalışkandım aslında…
Bir şeyler biriktirdiğimin de farkındaydım. Sürekli fayda sağlayabileceğim veya bana yarar sağlayacak projeleri, bursları, toplantıları takip ettim hatta resmen kovaladım. Tabii okul bitti, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümünde yüksek lisansa başladım.
Köşe yazarlığı, editörlük, sosyal sorumluluk etkinlikleri, yurt dışı bursları, gençlik projeleri gibi pek çok mecrada yer almaya gayret ettim. Söylediğim gibi bunlar benim için fayda, bilgi, tecrübe biriktirmekti. Hiç yorulmuyordum ve tüm bu tecrübelerin tadını çıkaracağımı biliyordum..
İyi bir haber spikeri olabilmek için ne gibi eğitimler alınmalıdır? İyi bir haber spikerinin özellikleri sizce nelerdir?
Haber spikerliği için İletişim Fakülteleri tabii ilk seçenek. Bunun dışında bana kalırsa farklı bölümler de spikerlik için çok uygun. İktisat, hukuk, tarih, coğrafya, güzel sanatlar, filoloji gibi pek çok bölüm sayabilirim.
Tüm bu saydığım bölümler haber spikerine gerekli alt yapıyı verebilir. Elbette hangi tahsili alırsak alalım birikim ve kendimize kattıklarımız tamamen bize bağlı. Sonrasında ise spiker ekrana veya mikrofon başına geçmeden önce mutlaka işleyişin içinde olmalıdır.
En önemli eğitim bu. Örneğin, haber spikeri haber merkezinde çalışmalı, rejide çalışmalı, haber yazımını bilmeli, stüdyoyu, yönetmeni, editörü, sesi, ışığı kısaca her şeyi bilmeli. Biraz koşturmalı oralarda… Haber çok sistemli bir alan. Bir çark gibi ve hepimiz bir dişiz.
O çarkın işleyişinden bihaber olan biri stüdyoda sadece yazılanı okur hatta belki onu bile yapamaz. İyi haber spikeri kendi birikimini oluşturmuş, Türkçeyi doğru kullanan, haberin içinden gelen, haberi sadece stüdyoda okuduğu bir metin olarak değil bir etki, öykü, bilgi, sorumluluk olarak görebilen kişidir. Titiz, dakik, takım çalışmasına uygun olmak zorundadır.
Çok büyük bir ekibin emeğini, çalışmasını yansıtan, sunan ve son olarak “sofraya koyan” biri olarak onlarca kişinin emeğini orada yani ekranda veya mikrofon başında izleyiciye ya da dinleyiciye en iyi şekilde aktarması gerektiğinin bilincinde olmalıdır.
Habercilikte “ben” yoktur, “biz” vardır. Spiker her ne kadar orada tek başına görünse de temsil ettiği bir ekip ve büyük bir emek var.
Ekran başındaki izleyiciler, özellikle haber programı sunan kişilerin tarafsız olmasını bekliyor. Sizce bir haber spikeri tarafsız olmak zorunda mıdır?
Elbette tarafsız olmalıdır. Kişisel yorumları ve düşüncelerimizi aktarabileceğimiz yer orası değil. Tabii ortak acılar, ortak sevinçler izleyiciyle paylaşılır.
Spiker tabii ki robot değil. Örneğin; orman yangınlarında ülkemiz yanarken buna duyarsız kalınmaz ya da olimpiyatlarda altın madalya kazanan bir sporcumuzun başarısını spikerin duygusuz sunmasını bekleyemeyiz. Milli değerlerimiz, bayramlarımız, başarılarımız ya da dediğim gibi ortak üzüntülerimiz ekranda izleyiciyle duygular katılarak paylaşılır. “Bunun da bir dozu var mı?” derseniz tabii ki var…
Aşırı ve üslupsuz tepkilerden haber spikerinin uzak durması gerekir. Özellikle TRT gibi güvenilir ve saygın bir kurumda sorumluluğumuz çok büyük.
Bugüne kadar sizi en çok etkileyen, sunarken en çok zorlandığınız haber hangisiydi?
Pek çok haber var. Çocukların, bebeklerin hastalıklarını içim yanarak aktarıyorum. Kadına şiddet haberlerinde darmadağın oluyoruz. Hayvanların eziyet gördüğü haberlerde kalbim acıyor. Orman yangınlarında çok çok üzülüyorum. Etkisi de hücrelerime işliyor.
Güzel haberlerde de çok mutlu oluyorum. Tabii tarafsız kalmamız gereken haberler var. Futbol mesela 🙂 Altay’ın kazandığı bir maçın haberini içim içime sığmayarak sunuyorum 🙂 ama bunu izleyici fark etmiyor.
İlginç bir anım ise kendi haberimi sunmaktı. Katıldığım ralli cross müsabakalarından sonra birkaç kez haberleri ben okumuştum. Güzel bir hatıra oldu benim için..
Ekranda haber spikerleri olsun, TV programcıları olsun ya da sunucular hep güzel insanlar olarak karşımıza çıkıyor. Sizce ekranlarda görünebilmek için güzellik ne kadar önemli?
Ben ekran yüzlerinin temiz, bakımlı, özenli olması gerektiğini düşünüyorum. Güzellik zaten göreceli bir kavram. Yalnızca kıyafetler, saç, kadınlar için makyaj, duruş, yürüyüş muntazam olmalı. Rahatsız edici renkler, ciddiyetsiz kıyafetler seçilmemeli.
Elleriniz, dişleriniz temiz, giydikleriniz lekesiz olmalı elbette. Biraz önce de söylediğim gibi spiker bir kurumu, büyük bir ekibi temsil ediyor o stüdyoda. Her anlamda ölçülü ve titiz olmalı. Haber sunanlar buna biraz daha fazla dikkat etmeli kuşkusuz.
Tüm bu özelliklerinize ek olarak lisanslı bir otomobil yarışçısı olduğunuzu öğrendim. Otomobillere meraklı ve kullanmayı da seven bir kadın olarak bu özelliğiniz oldukça ilgimi çekti. Nereden geliyor bu otomobil ve yarış tutkusu?
Gelelim en sevdiğim konuya evet 🙂
Otomobil sevgim canım BABAMDAN geliyor… Aslında sevdiğim, ilgi duyduğum her şey BABAMDAN geliyor… Bu senenin başında bu dünyadaki yaşamını bitirdi sevgili BABAM. Geriye onun bilgeliği, güzel ahlakı, öğrettikleri, birlikte yaptıklarımız ve ortak zevklerimiz kaldı.
Babamın görevi nedeniyle çocukluğumda çok yer gezdik. Onun da en büyük tutkusu otomobillerdi. Her şeyi ondan öğrendim. Yarışmaya da başladığımda artık otomobil kullanmak bana yetmiyordu. Bir şey yapmam lazım dedim ve kendimi yarışların içinde buldum.
Çok güzel zamanlar geçirdim yarıştığım yıllarda. Şu an için bir yarış planım yok ama hala otomobillere bayılıyorum ve en sevdiğim aktivite “araba kullanmak” 🙂
Peki bir de kadınların olmazsa olmazı moda konusu var. Sizin modaya bakış açınız nedir? Günlük hayatınızda moda olanı mı, yakışanı mı tercih ediyorsunuz? Styling konusunda çalıştığınız bir isim var mı?
Ben vegan yaşamaya çalışıyorum. Bunun modayla ne ilgisi var diyebilir okuyucular, hemen anlatayım; Veganlık hayvanların sömürülmesine, kullanılmasına, öldürülmesine katkı sağlamadan yaşamayı amaçlayan bir duruş. Yani sadece yeme içme konusu değil.
Bunu yaparken tabii tabiatı korumak da en önemli gayelerden biri. Tabiatı korumanın en etkili yolu ise tüketimi azaltmaktır. Ben çok az tüketen, çok az alışveriş yapan ve ihtiyacım olmayan hiçbir ürünü satın almayan biriyim. Dolayısıyla moda benim için yok.
Sevdiğim kıyafetlerim vardır, renk uyumunu severim, bazen çılgınlık yaparım ama kendi stilimi oluştururum. Davetlere, etkinliklere, törenlere çok fazla katıldığım için oralarda da çok pahalıya kaçmam ama özen gösteririm tabii. Kısaca yakıştığını düşündüğüm şekilde giyiniyorum ama asla tüketim çılgınlığına düşmem.
Son olarak haber spikerliği gençler arasında oldukça tercih edilen bir meslek olarak karşımıza çıkmaya başladı. Haber spikeri olmak isteyen gençlere neler önerirsiniz?
Konuşmamızın başında da söylediğim gibi öğrencilikte kendilerine kattıkları her zerre, her tuğla önemli… Üniversite yıllarında hangi bölümde okurlarsa okusunlar ilgi alanları olsun. Bir konuda uzmanlaşmayı amaç edinsinler. Sadece sınırlarımızın içi değil dünyayı, bilimsel gelişmeleri, dış politikayı da takip etsinler.
Tabii Türkçeyi doğru kullanmak için bol kitap okumalılar. Beğendikleri haber spikerlerini özellikle TRT’yi izlesinler 🙂 Diksiyon eğitimi, doğru nefes, beden dili de alınması gereken eğitimler içinde elbette.
Hangi meslekte bir kariyer planı yaparlarsa yapsınlar kendilerine inansınlar ve en önemlisi de her günü verimli kullansınlar. Işığın olduğu kapıyı görüp oraya doğru ilerlemek kendi elimizde. Elinden gelenin en iyisini yapan, dünyaya ve tüm canlılara sevgiyle, özenle yaklaşan, idealist, çalışkan tüm insanlara can-ı gönülden başarılar diliyorum…
Size de çok teşekkür ederim yer verdiğiniz için…