Yeni mezun bir tasarımcı olarak, ilk koleksiyonunu doğduğu toprakların dokusundan esinlenerek tasarladı. Moda Tasarımcısı Recep Demiray röportaj
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Mesleğine duyduğu aşk, heyecan ve hep daha iyisini yapma isteği Recep Demiray’ı ileride çok başarılı, tanınan bir moda tasarımcısı yapacak şehir olan İstanbul’a getirdi…
MTB FASHION WEEK İSTANBUL Moda Haftası’nda Existence Collection (Varoluş) hikayesiyle birbirinden şık koleksiyonlar hazırlayan ünlü modacı ile çok keyifli bir röportaj yaptık.
Röportaj: Banu Çelik
Recep Demiray kimdir? Markasının oluşum ve yükseliş sürecinden bahseder misiniz?
28 yaşında genç bir moda tasarımcısıyım. Liseyi Diyarbakır’da Meslek lisesinde Üniversiteyi ise Hatay Mustafa Kemal Üniversitesinde Moda Tasarım Bölümü okuyarak bitirdim.
Üniversite bittikten sonra ise Diyarbakır’ın özel dokuma puşilerinden hazırladığım mini bir koleksiyonla ilk defilemi yaptım. 29 Ağustos 2015 de ise İstanbul Beylerbeyi Bosphorus Palace Hotelde bir defilem oldu ve sektöre girmemde en büyük etkiyi yaratan bu defilemin bana vermiş olduğu büyük bir heyecan vardı.
İlk showroomumu memleketim olan Diyarbakır’da açtım ama sonra tecrübe kazanmak ve kendimi daha iyi geliştirebilmek adına İstanbul’da olmam gerektiğini düşündüm.
Birçok moda okulunda eğitim alarak sektörde kendimi her zaman geliştirdim ve Nişantaşı’nda kendi showroomumu açtım. Şimdilerde ise emin adımlarla ilerlemeye devam ediyorum.
Moda yazarlığından Miss Fashion TV Turkey Kraliçeliğine!
Yeni bir koleksiyon tasarlarken en çok dikkat ettiğiniz nokta nedir?
Yen bir koleksiyon tasarlarken ilk hedefim özgün olmaktır. Sıra dışı ve özgün tasarımlar yaparak ön plana çıkmayı hedefliyorum.
İyi bir tasarımcı olmak için teknik donanıma sahip olmak yeterli midir?
Teknik donanım ve beceriler tabii ki önemli ancak bir tasarımcının kesinlikle yaratıcılık gücünün yüksek olması gerektiğine inanıyorum. Yapılan işe tekniğin yanı sıra duyguları ve yaratıcılık gücünü katmak önemli.
Kişisel yolculuğun ve yaşadığın değişim koleksiyonuna nasıl yansıyor?
Bir tasarımcının yaşadığı herhangi bir değişim kesinlikle koleksiyonlarına yansır. Örneğin geçen yıllarda yaşadığımız Covid-19 salgını ve orman yangınları tamamıyla markaların ve tasarımcıların ilgi odağı haline geldi.
Tasarımlar buna göre yapıldı ve Covid döneminde insanlar çok fazla alışveriş yapmadı. Vitrinler de oldukça sade kaldı ve firmalar üretim sayılarını düşürdüler. Benim de tüm koleksiyonlarımda kendi kişisel yolculumdan olduğu kadar insanlığın yolculuğundan da izler var.
Geçtiğimiz ay MTB Fashion Week İstanbul kapsamında düzenlenen defilede “EXISTENCE (Varoluş)” isimli koleksiyonunuzu sergilediniz. Bize bu defileden ve “EXISTENCE (Varoluş)” in hikayesinden bahseder misiniz?
“Varoluş” yani her şeyin başlangıcı hep ilgimi çekmiştir. Yüzyıllar boyunca insanlar varoluşu yaşamları ve kültürleri ile tasvir etmeye çalışmış ve bu konuda kafa yormuşlardır.
Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Varoluşumuzun sebebi nedir? Neden varız? Bu varoluşun evrene katkısı nedir?
Bu soruları cevapladığımızda ne kadar yere sahip olduğumuzu idrak edeceğiz. İnsanoğlu varoluşuyla doğadan üstün değil, doğanın bir parçası olduğunu anlamalı ve ona göre yaşamalıdır. Bu sayede iyiyi ve doğru olanı koruyabiliriz. İşte koleksiyonumun da çıkış noktası buradan geliyor.
Birçok davette ve televizyon programında Recep Demiray tasarımları görüyoruz. Hangi ünlü isimler sizden giyiniyor? Yurt dışında tasarımlarınızı giymesini istediğiniz bir isim var mı?
Bugüne kadar birçok sanatçı, oyuncu, sunucu ve influencer giydirdim. Tuğba Yurt, Yıldız Tilbe, İrem Derici, Ebru Polat, Ebru Akel, Nur Tuğba, Esra Erol, Bircan Bali bu isimlerden bazıları.
Yurt dışından da ünlülerle çalışmayı çok istiyorum, umarım önümüzdeki yıllarda bu hayalim de gerçek olacak. Özellikle Rihanna’nın üzerinde tasarımlarımı görmeyi çok isterim.
