Yepyeni bir yılın ilk gününden herkese merhaba! Çokça umutla ve güzel dileklerle girdim 2021 yılına hadi inşallah çok güzel bir yıl bizi bekliyor olsun… Podcast hakkında tüm bilinmeyenler
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Size bu yazımda son zamanların en trend hareketi “Podcast”lerden bahsetmek istiyorum.
Podcast nedir? Neden podcast dinliyoruz? Podcast yayınlayan insanlarla aramızda bir bağ kuruyor olabilir miyiz?
Acaba insanlar neden podcastlere yöneldi?
Aklıma gelen bu soruları sizin de merak ettiğinizi veya bu yazıyı okuduğunuzda bir fikre sahip olacağınızı umuyorum…
Öncelikle Podcast nedir sorusunun yanıtı vereyim size; Podcasting, çoğunlukla dizi halindeki dijital medya ürünlerinin (radyo programları, videolar vs.) internet üzerinden – genellikle feed (bildirim) yoluyla – bilgisayar ve taşınabilir cihazlara (cep telefonu, tablet vs.) indirilebilecek şekilde sesli yayınlanmasıdır. Bu şekilde indirilmiş dosyalara ise podcast denir.
Podcast sözcüğü 2000’li yıllarda “iPod” sözcüğündeki pod (küçük kapsül) ve “broadcast” (yayın) sözcüklerinden oluşturulmuştur. Podcastlar ilk defa iPod için geliştirilmiş olmakla birlikte podcast tabiri günümüzde sadece iPod için kullanılmaz.
Hepimiz elimizde bulunan akıllı telefonlardaki uygulamalardan podcastlere ulaşıp dinleyebiliyoruz. Kimi pandemi nedeniyle televizyonda yapamadığı programını, kimi hikayelerini, kimi kitapları, kimi haber programlarını, hatta terapi notlarını bile anlatıp podcast olarak paylaşıyor.
Birçok başlık altında kategorize edilmiş tüm bu konuları gün içinde her ne iş yapıyor olursanız olun taktığınız bir kulaklıkla dinleyebiliyorsunuz.
Benim podcastle tanışmam pandemi süresince televizyon izlemekten, yazı yazmaktan, kitap okumaktan, spor yapmaktan gerçekten ama gerçekten çok sıkılmamla başladı. Okuduğumu da izlediğimi de anlamamaya başladığımı fark ettim.
Sonra bari müzik dinleyeyim de kafam dağılsın dedim yine aynı tek düze hareket olmaya başladı.
Sonra telefonumun uygulamasında podcast reklamı gördüm, birkaç başlığı inceledim ve mikrofonun başında hikayeler anlatan insanları dinlemeye başladım.
Bana ne kadar iyi geldiğini size anlatamam… Sanki karşımda yeni tanıştığım bir insan vardı ve ben merakla onun ne anlatacağını, bana ne öğreteceğini, benimle ortak hangi yanları olduğunu merak etmeye başlamıştım.
Bazen bir stand up programını sansürsüz dinlemenin keyfini sürdüm…
Gecenin bir yarısı yatağımda kendi kendime kahkahalar attım… Kendi hayatından bahseden insanları dinlerken aslında hiç de yalnız olmadığımı fark ettim… En güzel tarafı da yarım bıraktığım bazı kitapları dinleyip bitirebilmem oldu.
Bence tüm bu yayınları yapan insanların da dinleyenlerin de hissiyatı aynı frekansta buluşup birbirinin yüreğine dokunabilmek. Hiçbir temas kurmadan, hatta seni dinleyen birinin olup olmayacağını bile bilmeden tüm bu enerjiyi bir mikrofona aktarabilmek ancak hissederek olabilir.
Ama bir dinleyici olarak söyleyebilirim ki belki de şimdiye kadar yapılmış en güzel şey… Mesela benim bir hayalim var, bir gün bir kitap yazmak istiyorum… Hatta aslında yazmaya başladım ama gerçekten kitap yazmak deli işi diyebilirim… Bu podcastleri dinledikçe aklında bir ampul yandı sanki.
Dedim ki; aklımızdan geçenleri kağıda dökmek hem de birçok kişinin anlayabileceği şekilde bir dille bunu yapmak, hikayeleri bir kalıba sokmak, süreklilik yaratabilmek oldukça zor… Ama düşünmek ve aynı anda sesli dile getirmek çok daha kolay ve eğlenceli. Hem de bu şekilde yapıldığında oldukça samimi, çünkü ilk düşünülen ve kurgulanmamış olan hali…
Belki de kitap yazmak yerine kitap seslendirmeliyim dedim… Şimdiye kadar yapıldı mı bilmiyorum bunu araştıracağım ama yazılmamış olan bir kitabı seslendirmek yani hayata geçtiği o ilk anı insanlarla paylaşıp dinletebilmek çok güzel olurdu…
Sonuç olarak söyleyeceğim şu; podcast güzel düşünülmüş, insanları yakınlaştıran, paylaşılan duygular yaratabilen, dijital ama bir o kadar da samimi ve dinleyen insanlarla bir birebir bağ kurabildiğin bir uygulama.
Yakında bir podcastle birbirinden özel hikayeleri sizinle paylaşabilmek dileğiyle…
Banu Çelik
